Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın lehine hükmolunan maddi ve manevi tazminatın az olduğu- Ortak çocuklar yaşları itibariyle idrak çağında olduklarından ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Hakları Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngördüğünden ortak çocukların mahkemece veya istinabe suretiyle eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istedikleri konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihlerinin kendilerinden sorulması, genel bir değerlendirme yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Davacı kadın dava dilekçesinde boşanma talebi yanında, davalı erkek adına kayıtlı evin 1/2 bedelinin de kendisine ödenmesi talebinde bulunmuş olup, bu isteğin boşanmanın eki niteliğinde olmayıp nispi harca tabi olduğu ve davanın açılması sırasında yatırılan başvurma harcının bu isteği de kapsadığı; bu sebeple mahkemece, davacı kadına dava dilekçesinde yer alan bu istekle ilgili olarak nispi harcı tamamlanması için süre verilmesi (Harçlar Kanunu mad. 30-32) ve harç eksikliği tamamlandığı takdirde işin esasının incelenmesi gerektiği-
Kadının delil olarak dayandığı erkeğin telefon iletişim kayıtlarının tek başına erkeğe atfedilen sadakatsizlik vakıasının ispatına yeterli olmadığı- Davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu-
Boşanmanın eki niteliğindeki tazminatların boşanma hükmünün kesinleşmesi ile muaccel (ödenir) hale geldiği bilinerek faize de bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerektiği, dava tarihinden itibaren tazminatlara faiz yürütülmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın lehine hükmolunan maddi ve manevi tazminatın az olduğu-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın lehine hükmolunan maddi tazminatın az olduğu-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası az olup mahkemece hakkaniyet ilkesi (TMK. mad. 4) de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Davalının, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği- Davacı kadının ön inceleme aşaması tamamlanana kadar, davalının kendisine fiziksel şiddet uyguladığı vakıasına dayanmadığı, dayanılmayan bu vakıanın davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre davalının boşanmaya sebebiyet veren vakılardan tamamen kusurlu bulunduğu- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüklerin ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası çok olup, mahkemece hakkaniyet ilkesi (TMK. mad. 4) de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-
Davalı kadının ailesi tarafından yalnız yaşama olanağı bulunmadığı gerekçesiyle tarafların davalının ailesi ile birlikte yaşadığı ve davacıya müdahalelerde bulunduğu ve maaşını dahi elinden aldıkları anlaşıldığından ve erkeğin kusurlu bir davranışı kanıtlanamadığından boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda kadının tam kusurlu olup, bu kusurlu davranışların da erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğini taşıdığı; erkek yararına Türk Medeni Kanunu mad.174/2 koşullarının gerçekleştiği ve mahkemece davacı erkek yararına uygun miktarda manevi tazminat verilmesi gerektiği-