Tasarrufun iptali davasını açacak kişilerin; elinde geçici veya kati aciz belgesi bulunan alacaklılar ile -borçlu iflas etmiş ise- iflas idaresi ya da iflas idaresi tarafından dava kendisine devredilmiş olan alacaklılar olabileceği- Gemi devrine ilişkin tasarrufun iptali istemine ilişkin yargılamada borçlunun iflas kararının kesinleştiği, alacaklı-davacının iflas idaresinden bu davayı takip için davacı şirketten yetki alıp almadığının netleştirilmesi gerektiği; alacaklının yetki aldığı takdirde davayı takip edeceği aksi halde davanın iflas idaresi tarafından devam ettirilerek iflas idaresi temsilcisi tarafından görüleceği ve verilecek kararın iflas idaresi lehine veya aleyhine kurulması gerektiği-
Uyuşmazlık, TBK'nın 19.maddesi gereğince açılmış muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir...
Bu tür davaların dinlenmesi için, diğer dava koşullarının yanında borçlunun aciz halinde olması ve tasarrufun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması gerektiği- Somut olayda, borçlu hakkında alınmış bir kesin aciz belgesi olmadığı gibi, borçlu adresinde yapılmış İİK 'nun 105.maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olan bir haciz tutanağı da olmadığından; davanın, ön koşulunun da bulunmadığı-
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.'nin 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği-
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davada; 7 günlük kesin süre içerisinde istinaf harcının yatırılmamış olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına yönelik İlk Derece Mahkemesi ek kararı üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince bu ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi kararına ilişkindir...
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
İİK.m.282'deki kötüniyetten maksadın, borçlunun durumunun satın alan tarafından bilinmesi veya bilinebilecek durumda olması olduğu- Kötü niyeti kanıtlama yükümlülüğü ise davacı alacaklıya düşer. Kötü niyetin kanıtlanamaması halinde dava İİK'nın 283/2. maddesine göre bedele dönüşeceği- 5/9/2007 ve 15/5/2007 tarihlerinde imzalanmış olduğundan, borcun doğum tarihinin en erken 12.05.2007 tarihi olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Tasarruf konusu olan taşınmaza ilişkin pay, (dava dışı kişi tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının kesinleşmesiyle), üçüncü kişinin mülkiyetinden Kanun gereği çıktığından, tasarrufun iptali davasının İİK 283/2. uyarınca otomatik olarak bedele dönüşeceği, bu düşünülmeden, infaz kabiliyeti olmayacak şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-  "Dava konusu taşınmazın ihtiyati hacizle yükümlü olarak devredildiği, taşınmazın tapuda hâlen hakkındaki iptal koşullarının oluştuğu hususu kesinleşen davalı üçüncü kişi adına kayıtlı olduğu, hakkındaki dava taraf sıfatı yokluğu yönünden reddedilen ve bu yönde verilen karar kesinleşen kimsenin malik olduğu taşınmaz üzerindeki ihtiyati haczin davalı hakkındaki davanın kabulü ile kesin hacze dönüştüğü, davacı alacaklının alacağını, tasarrufun iptali kararıyla ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmesi üzerine taşınmazın cebri icra yoluyla satışı ile tahsil edebileceği" şeklindeki görüşün ise HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar arasındaki muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir...