İİK. mad. 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, icra takibine dayanak borcun iş kazasından kaynaklandığı, borçlunun mahcuzları kaza tarihinden sonra kurucusu ve ortağı olduğu davacı üçüncü kişi şirkete fatura karşılığında devrettiği, İİK’nin 44. maddesindeki gereklerin yerine getirilmediği ve İİK. mad. 280/3 uyarınca, üçüncü kişinin borçlunun alacaklılarına zarar verme kastı ile hareket ettiğini bilebilecek durumda olduğu- Üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” ve aynı Kanun’un 97/17. maddesi uyarınca karşı dava olarak açılan “tasarrufun iptali” davasında, tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verildikten sonra “…dava konusu yapılan taşınırlar üzerinde davacı alacaklıya alacak ve fer’ileri ile sınırlı olarak cebri icra yoluyla alacağını alma yetkisinin tanınmasına…” şeklinde hüküm kurulması gerekirken, “…istihkak davacısı ve borçlu arasında yapılan devir işlemlerinin iptaline…” denilerek infazda tereddüt yaratacak biçimde hüküm kurulmasının hatalı olacağı-
Temlik işleminin yapıldığı tarihte borçlu hakkında takibe başlanılmış olması ve temliklerin çok kısa zaman aralığı içinde ard arda gerçekleştirilmesi ve davacının temlik aldığı tarihte tapuda hacizlerin mevcut olması, işlemin muvazaalı olduğu ve cebri tescil davasının da davalısının kabulüyle sonuçlanmış olması karşısında işlemin davalının vergi alacağından mal kaçırmak amacı ile yapıldığı-
Davacı tarafından yaptırılan haczin geçici aciz belgesi niteliğinde olmadığı ile borcun kaynağını oluşturan kredi sözleşmesinin, 5411 s. Bankacılık K. geçici Madde 13'de belirtilen 26/12/2003 tarihinden sonra düzenlendiği nazara alınıp davacının aciz belgesi ibrazından muaf tutulmadığı gözetilerek aciz haline yönelik araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının davasını İİK.nun 277 vd. maddelerine değil TBK.nun 19. maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptaline ilişkin açtığından, mahkemece davanın TBK.nun 19. maddesindeki genel muvazaaya dayalı iptal istemi doğrultusunda değerlendirilmesinin gerekeceği-
Suça konu tasarrufun iptali davasının sonucu beklenerek sanığın hukuki durumunun takdiri gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarının borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılacağı ve bu kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu- İİK mad. 283 gereğince davacının, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde edeceği ve ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği- İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahsın nakden tazmine mahkûm edilmesi gerektiği, üçüncü kişinin sorumlu olduğu miktarın, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeri kadar olduğu-
Dava konusu taşınmazın satış (tasarruf) tarihi ile kat'i aciz belgesi arasında İİK. mad. 278/2 'de öngörülen iki yıllık süre geçmiş olduğundan, tasarrufun bu madde gereğince iptal edilemeyeceği- Davanın İİK. mad. 284 gereğince beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı anlaşıldığından, davalı borçlu ve üçüncü kişi arasındaki (taşınmaz hissesinin satışına ilişkin) tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince iptale tabi olup olmadığının tesbiti amacıyla, davalıların aile nüfus kayıtları istenerek akrabalık durumunun belirlenmesi, vergi ve ticari sicil kayıtları istenerek iş ortaklığı olup olmadığının tespiti, davalı üçüncü kişinin taşınmazda hissedar olması nedeniyle borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı bonoların tanzim tarihi iptali istenen satıştan sonra olduğundan, borcun iptali istenen tasarruftan önce doğmasının dava ön koşulu olup, mahkemece re'sen araştırılacağı, dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamayacağı- Çekte vade olmaz ise de ticari hayatta çekler de bono gibi vadeli (ileri tarihli) olarak kullanıldığından, davacı ile davalı borçlu arasındaki takip konusu çeklerin verilmesini gerektirir ticari ilişki ve borcun doğum tarihinin tespiti amacıyla taraf vekillerine bu yöndeki delillerini bildirmesi için süre verilmesi, takip konusu çeklerin arkasındaki meşruatlara ilişkin mahkeme kararı ile takip dosyalarının istenmesi ve gerektiğinde davacı ile davalı borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarının amacının “borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısı ile o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak” olduğu- Borçlu şirketin şirket adına tescilli markayı devrinin iptali için alacaklı tarafından açılan davanın markaların korunmasına ilişkin 556 s. Markaların Korunması Hakkındaki KHK 'ye dayanmadığı; dosyanın F. ve Sınai Haklar Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesinin hatalı olduğu-