Borçlu hakkında geçerli bir icra takibinden söz edilmeyeceğinden tasarrufun iptali davasının ön koşul yokluğundan reddi gerektiği-
Tasarrufun iptali davası-
Davacı İdarenin vergi alacaklısı olarak davayı açmakta hukuki menfaatı bulunduğundan, tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinden de yararlanılarak, borçlu ve üçüncü kişi davalılar ile dava dilekçesinde bahsi geçen şirketler arasında maddi ve hukuki organik bağ bulunup bulunmadığı, muvazaalı işlem ve nam-ı müstear olarak yapılan işlem bulunup bulunmadığı belirlenerek, alacağın bu şirketlerin talep edilip edilemeyeceğinin tespit edilmesi gerektiği-
Davalının açtığı tasarrufun iptali davası kendisine bir mülkiyet hakkı tanımayacağından, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada bekletici mesele yapılmasına gerek bulunmadığı- Yöresel adetlere göre ürünün ne kadarının yaş ve ne kadarının kuru olarak piyasaya sürüldüğünün tespit edilmesi, meteroloji ve ilçe tarım müdürlüğünden davalı savunmasında belirtilen don olayı nedeni ile ecrimisil talep edilen yılda ürün kaybı olup olmadığının, eğer var ise ne kadar olduğunun belirlenmesi, davacının faiz talebi konusunda da olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği- Dava kısmen kabul edildiğine göre, yargılama giderlerinin kabul-ret oranında taraflara yükletilmesi gerektiği-
İster İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında olsun isterse BK'nun 19.maddesine göre açılmış muvazaaalı işlemin iptali istemine ilişkin davalar olsun davanın görülebilmesi için iptali istenen işlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerekeceği-
Muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkin davanın İİK. mad. 277'e dayalı tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesi hatalı ise de, ortakları arasında organik bağ bulunan şirketler arasındaki taşınmaz üzerindeki fabrika ile birlikte devrinin muvazaalı olduğu anlaşıldığından sonucu itibari ile davanın kabulüne ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
Boşanma davası ve edinilmiş mallara katkı payı davası devam ederken, davalı kocanın kendisine ait taşınmazları meydana gelecek borçlardan kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak diğer davalıya devrettiğini ileri sürerek TBK. mad. 19 uyarınca davacı eş tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, icra takibi ve aciz vesikası ibrazı zorunlu olmadığından mahkemece davacının dayandığı dava dosyasının sonucunun beklenilmesi ve sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı 3. kişi tarafından bildirilen fabrikanın kiralanması, demirbaşların devralınması ve vergi levhası kapsamında faaliyete başlanması tarihinden sonra borçluya bu adreste tebligatlar yapılması, borçlu şirket çalışanlarının fabrikaya ilişkin işlemlere katılması karşısında devrin muvazaalı olduğu sonucuna ulaşılarak 3. kişinin açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Danışıklı ve geçersiz bir devir söz konusu olduğundan, davalı alacaklı tarafından karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının "hukuki yarar yokluğundan reddine" karar verilmesi gerektiği-
Borcun doğumuna ilişkin vakıaların kanıtlanması bakımından tanık dinlenebileceği- Mahkemenin "HMK. mad. 200/2 uyarınca, açık bir muvafakat bulunmaması ve senede karşı ancak yazılı delille ispat kuralı nedeniyle de tanık dinlenemediği"nden kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Aciz vesikası, tasarrufun iptali davası dava şartı olup, davacı tarafından aciz vesikası veya geçici aciz vesikası niteliğinde haciz tutanağı ibraz edilmediğinden mahkemece davanın bu nedenle reddi gerektiği-
Taraflar arasındaki boşanma davası devam ederken, davalı kocanın evlilik birliği içerisinde edinilen mallarını boşanma davası ve edinilmiş mallara katkı payı alacağı davası sonucunda meydana gelecek borçlardan kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak diğer davalılara devrettiği ileri sürülerek muvazaa (TBK. mad. 19) nedeniyle açılan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-