Mahkemece ‘davacı şirket ile borçlunun faaliyet alanlarının aynı olduğu, yetkililerinin kardeş olup davalı borçlunun davacı şirketin kurucu ortaklarından olduğu, davacının dayandığı fatura ve diğer belgelerin tek başına davayı ispata yeterli olmadığı’ gerekçesiyle ‘davacı üçüncü kişinin istihkak davasının reddine’ karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Borçlunun davya konu menkullerin haczedildiği tarihte istihkak davacısı üçüncü kişinin sigortalı işçisi olduğu, haczin ödeme emrinin tebliğ adreste, borçlunun huzurunda yapıldığı somut uyuşmazlıkta, haczin yapıldığı adresin, borçlu ve davacı (üçüncü kişi) ile ilgisinin yeterince araştırılmadan üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İstihkak iddiasında mahcuzların 3. kişiye ait olup olmadığı tespit edilirken akaryakıt istasyonlarındaki pompaların akaryakıt firması tarafından bayilik sözleşmesindeki şartlar dâhilinde ödünç olarak bayinin kullanımına bırakılması ticari yaşam içinde sıklıkla karşılaşılan bir durum olduğu bu koşullarda Mahkemece yapılması gereken işin öncelikle bayilik sözleşmesini getirtip, incelemek gerekli ise akaryakıt firmasını davadan haberdar ederek davayı takip etme ve delillerini sunma olanağını sağlayarak sonucuna göre bir karar vermek olacağı-
İspat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan alacaklı tarafın sunduğu çiftçilik belgeleri ve ödeme emri tebligatı karinenin aksini kanıtlamaya elverişli nitelikte olmadığından üçüncü kişinin istihkak iddiasının kabulünün gerekeceği-
Haczin borçlunun eşi ve babasının huzurunda yapılması, davacı üçüncü kişinin borçlunun annesi olması, borçlunun ticaret sicilinde belirtilen adresinde haczi kabil mal bulunamaması ve haczin yapıldığı adreste ticari faaliyetini ailesi üzerinden gizlice sürdürmesi, davacı üçüncü kişi ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapılan muvazaalı işlemler bulunması ve davacının dayandığı faturaların her zaman temin edilebilecek belgelerden olması karşısında üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının reddi gerekeceği-
İstihkak iddiası, haczi öğrenme tarihine göre 7 günlük yasal hak düşürücü süre içinde İcra Müdürlüğü’nde ileri sürülmüş, dava da takibin taliki (satışın durdurulması) kararının tebliğinden sonraki 7 gün içinde açılmış olduğundan alacaklı vekilinin davanın yasal süresi içinde açılmadığı itirazının yerinde olmadığı- Mahkemece, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılıp mahcuzun finansal kiralama sözleşmesi kapsamında kalıp kalmadığı (motor gücü, varsa seri numaralarına bakılarak, vb.) yöntemince araştırılmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemeyeceği- İstihkak davasının kabulüne karar verilmesi halinde dava değeri üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcı ile nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Borcun kaynağı, 11.09.2009 keşide, 14.10.2009 vade tarihli bono olduğundan; İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekeceği; İİK’nun 99. maddesinin sehven uygulanmasının ispat yükünün yer değiştirmesi sonucunu doğurmayacağı-
Davacı üçüncü kişi ve davalı borçlu şirketlere ait ticaret sicil kayıtları ilk kuruluşlarından itibaren getirtilerek aralarında adres ya da ortakları itibarı ile organik bağ bulunup bulunmadığına bakılması, iki şirketin ticaret sicil kayıtları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile aralarında süregelen bir ticari ilişki olup olmadığının irdelenmesi, sonucuna göre borcun doğum tarihinden sonra alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yapılıp yapılmadığının öncelikle ele alınıp değerlendirilmesi gerekeceği, iki şirket arasında hiçbir bağ ya da süregelen bir ticari ilişki yoksa, yeni üretilmiş, üstelik değeri pek de düşük olmayan bir makinenin borçlu şirket ortağına ödünç olarak verilmesinin nedenleri üzerinde durulması gerekeceği-
İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğu hususunda yapılan araştırmalar yeterli olmadığında şirketlerin ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırıp sonucuna göre muvazaa olgusunun irdelenmesinin, bulunmadığı sonucuna varılsa bile üçüncü kişi ve borçluların mahcuzları birlikte ellerinde bulundurdukları tespit edilirse bu kez İİK’nun 99. maddesinin sehven uygulanması ispat yükünün yer değiştirmesi sonucunu doğurmayacağı için sunulan delillerin ispat yükü açısından ele alınıp değerlendirilmesinin gerekeceği-
Borçlunun henüz çalışmadığı ya da çocuk yaşta olduğu dönemlerde alınmış bir eşya tespit edilirse bu kez fatura dahi sunulmasına gerek olmadan üçüncü kişinin istihkak iddiasında haklı olduğunun düşünülmesinin gerekeceği, bununla birlikte bilirkişi incelemesi sonucuna göre üçüncü kişi adına düzenlenen faturalar kapsamında kalan eşyalar yönünden de istihkak iddiasının kanıtlandığının kabul edilmesinin gerekeceği-