Her ne kadar haciz adresi borçlunun mernis adresi olarak kayıtlı ise de; dava konusu haciz sırasında borçlunun da orada yaşadığına dair bir tespitin yapılmadığı, kolluk aracılığı ile yapılan inceleme sırasında mahalle muhtarının borçlunun uzun süre önceden adresten ayrıldığı yönünde bilgi verdiği tespitinin bulunduğu, haciz adresine gönderilen ödeme emri tebligatının doğrudan borçlu tarafından alınmadığı, diğer yandan borçlunun 2007 yılında evlendiği, ailesi ile birlikte davacının yanında ikamet ettiğine dair bir delil elde edilemediği gibi haciz sırasında da bu yönde bir tespitin yapılmadığı, taşınmazın davacının eşi adına tapuda kayıtlı olduğu, bu koşullarda İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğunun kabulünün gerekeceği-
Haciz yapılan adreste bulunan kartvizit üzerinde borçlu şirket ile üçüncü kişi şirketin ünvanları aynı logo ile yazılı olup, borçlu şirkete ait birden çok ürüne ait kataloglar da bulunmuş olduğundan ve dava konusu haciz, takip adresinden farklı bir yerde yapılmış ise de borçlu şirketle üçüncü kişi şirket tarafından aynı telefon numaralarının kullanıldığı, şirketler arasında ortaklık yapısı ve adres olarak çok güçlü bir bağlantı mevcut olup, ortaklar kardeş olduklarından hukuki bağları da bulunduğundan, davalı üçüncü kişi şirket ve borçlu Şirket arasında ortaklık yapısı ve aynı alanda faaliyet göstermeleri nedeni ile organik bağ bulunduğu ve İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu lehine olup alacaklı yararına olduğundan ve davalı üçüncü kişi şirket, hacizli malların kendisine ait olduğunu ispatlayacak nitelikte herhangi bir mülkiyet belgesi de ibraz etmemiş olduğundan, alacaklılardan mal kaçırmanın söz konusu olduğu kabul edilerek, davacı alacaklının açtığı davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu mahcuzlara ait olduğu ileri sürülen faturaları düzenleyen G. Metal ve K. firmalarından sunulan bu faturaların dip koçanları ve faturaların ait olduğu yıllara ait firma ticari defterleri istenerek, geldiği takdirde davacı 3.kişi B. Tic. Ltd. Şti. ve faturayı düzenleyen G. Metal ve K.'nın ticari defterleri incelenerek, faturaların bu Şirketlerin ticari defterlerinde mahcuzların envanterinde kayıtlı olup olmadığının maliye ve muhasebeden anlayan konusunda uzman mali bilirkişiden yöntemine uygun rapor alınarak, gerektiğinde faturaları düzenleyen her iki firmanın yetkililerinin tanık olarak dinlenmesi, faturaların geçerli olduğunun tespiti halinde yerinde keşif yapılarak faturalarda yazılı olanlar ile haczedilen dava konusu yapılan mahcuzların birbirlerine uygunluğu yönünden yine konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden rapor alınması, davalı 3.kişi ile borçlunun ticari defterleri üzerinde mali bilirkişiye yöntemine uygun inceleme yaptırılarak aralarında ticari ilişki bulunup bulunmadığının tespiti ile tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibinin dava dışı borçlu aleyhine yapıldığı, davacı ile dava dışı borçlunun aynı şirket olduğunun ya da, aralarındaki bağın ispat edilemediği, bu nedenle de, davacının borcu ödemesi nedeni ile sebepsiz zenginleşenin davalı alacaklı olduğu, çünkü; davacının ödediği bedelin, davalının malvarlığına dahil olduğu; dava konusu olayda sebepsiz zenginleşenin davalı olduğu kabul edilip, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mülkiyet hakkına dayandığı hacizli eşyalar yönünden İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğunun kabulünün gerekeceği, ispat yükü altında olan alacaklının, anılan mahcuzların borçluya ait olduğunu gösterir delilleri dosyaya sunamadığı, diğer mahcuzlar açısından ise üçüncü kişinin taraf sıfatının bulunmadığı, mahkemece yapılması gereken işin üçüncü kişinin üzerinde mülkiyet iddia ettiği mahcuzları belirleyerek bunlar yönünden davanın kabulünün; diğerleri yönünden ise taraf sıfatı bulunmadığından reddi olmasının gerekeceği-
Toplanacak delillere göre borçlu Şirketin haciz adresi ile ilgisinin bulunmadığı kesin olarak belirlenirse bu kez İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu kabul edilerek, karinenin aksini ispat yükü altında olan alacaklının sunduğu delillerin de buna göre değerlendirilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, keşif incelemesi ile hacizli forklift ve karıştırıcıların tüm ayırt edici özelliklerini, karıştırıcıların tescile tabi araçlardan olup olmadığını saptanmasının, bundan sonra ilgili Ticaret, Sanayi veya Ticaret ve Sanayi Odası’nda kimin adına hangi tarihten itibaren kayıtlı olduğunu belirlenmesinin gerekeceği, şayet bunlar borçlu adına kayıtlı ise haczin geçerli kabul edilmesinin gerekeceği, üçüncü kişi adına kayıtlı ise kimden hangi tarihte devraldığı hususlarına bakılmasının, borcun doğum tarihinden sonra borçludan devralınmışsa alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı hareket edilip edilmediğinin değerlendirilmesinin, aksi halde davacı şirkete ait bu eşyaların haczedilmesinin mümkün olmadığı dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı 3. kişi şirketin, istihkak iddiasında bulunduğu hacizli malları borçluya konsinye satış olarak gönderildiğine ilişkin ayırt edici özelliği olmayan sevk irsaliyesi ve Konsinye Sözleşmesi sunduğu, mahkemece, borçluyu davaya dahil ederek konsinye mal satışı konusunda beyanı alınarak, uzman bilirkişi aracılığı ile davacı 3. kişi şirketin ticari defterlerinde ayrıntılı bir inceleme yapılarak, hacizli malın iddia edildiği gibi konsinye satış olarak borçluya gönderilip gönderilmediği ve mülkiyetin haciz sırasında elinde bulunduran borçluya geçip geçmediği net bir şekilde tespit edilmesinin gerekeceği-
Borçlunun haciz sırasında hazır bulunduğu, haciz adresinde borçlunun üçüncü kişi ile birlikte yaşadığı konusunda tereddüt bulunmadığı, İİK. 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu-
İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlunun, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin, karinenin aksini kanıtlamaya yönelik sunduğu faturanın gerçekliğinin, alıcı ve satıcı firmanın ticari kayıtları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile; mahcuzlara uygunluğu da keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit edilmeden davanın esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu-