İspat yükü altında olan üçüncü kişi, mahcuzların kendisine ait olduğunu gösteren fatura içeriğindeki eşyaların tür olarak mahcuzlarla uyumlu olduğu anlaşılmakla birlikte, marka, model gibi hususlar açısından uygunluğunun ancak keşif ve bilirkişi incelemeleri ile saptanabilecek konular olduğu-
Haciz tutanağının 2. sırasında yazılı Vestel marka siyah renkli masaüstü monitör, bilgisayar kasası, klavye ve mause ile birlikte bilgisayar ve 3.sırasında yazılı Vestel marka siyah renkli LCD 40 inç kullanılmış faal televizyon kira sözleşmesine ek yapılan makine ve tesisat listesinde yer almadığından ve mülkiyetlerine yönelik bir belge de sunulmadığından nitelikleri gereği her zaman taşınması yer değiştirmesi mümkün olan eşyalardan olmaları ve mezbahane için bulunması zorunlu olan tesisat alet-edevat ve demirbaş gibi malzemelerden olmaması nedeni ile İİK'nun 97/a maddesi gereği mülkiyet karinesinin borçlu lehine olup alacaklı yararına olduğu, borçluya ait olan söz konusu televizyon ve bilgisayarın haczinin yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Bozma ilamına uyulmakla, bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturacağından, usuli kazanılmış hakkı ihlal etmeden teşvik ve yurt dışından ithal edildiğine ilişkin belgelerdeki makinelerin, dava konusu haczedilen makinelere uygunluğunun tespiti için konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile keşif yapılarak, oluşacak sonuca göre alacaklı veya davacı üçüncü kişinin dava açmakta haklılık durumu araştırılarak yargılama giderinden kimin sorumlu olduğuna karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ile üçüncü kişi arasındaki, borcun doğumundan sonra ve borcun doğumundan kısa bir süre önce yapılmış olan işyeri devrinin muvazaalı olduğunun dosya içeriğinden anlaşılması halinde, devrin alacaklının haklarını etkilemeyeceği, işyeri devrinin muvazaalı olmadığının kabulü halinde ise, İİK.’nun 44. ve TTK.’nun 202. maddesindeki koşulların yerine getirilmemiş olması halinde işletmeyi devir alan üçüncü kişinin BK.’nun 179. (şimdi; TBK.’nun 202.) maddesi uyarınca işletmenin borçlarından sorumlu olacağı-
Resmi kayıtlara göre iki şirketin haciz adresini uzun bir süre birlikte kullanmış göründüğü, davacı tarafın işyerini mülk sahibinden boş olarak kiraladığını, borçlunun ayrılmasından sonra 1–1,5 ay kadar boş kaldığını iddia ettiği, ortaklık yapılarının farklı olması, hacizde borçluya ait evrakların ele geçmemesi karşısında, haciz adresinde fiilen birlikte çalıştıkları kesin olarak söylenemese de; aynı yerde, aynı alanda, arka arkaya faaliyet gösterdikleri konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, bu koşullarda İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına kabul edilmesi gerekeceği, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan üçüncü kişinin sunduğu kira sözleşmesi, sevk irsaliyeleri vb. diğer delillerin borcun doğum tarihinden sonra düzenlenmiş olup, her zaman temini mümkün belgelerden olduğu, faturalardaki eşyaların ise ayırt edici özellikleri belirtilmediğinden mahcuzlarla karşılaştırılmasının mümkün olmayacağı, üçüncü kişi mülkiyet karinesinin aksini kanıtlayamadığından davanın reddi gerekeceği-
Haciz işleminin borçlunun elinde yapılması halinde mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olacağı-
Haczin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan adreste yapılması, bu adresin bulunduğu taşınmazın borcun doğumundan sonra davacı şirketçe satın alınması durumunda, borçlu şirketin malvarlığının büyük bir kısmını devralan davacı şirket İİK'nun 44 ve BK'nun 179. (şimdi; TBK.’nun 202.) maddeleri uyarınca işletmenin borçlarından da sorumlu olduğundan, haczedilen menkullere yönelik davacı üçüncü kişinin istihkak davasının reddine karar verileceği-
Her zaman düzenlenmesi mümkün adi nitelikli kira sözleşmesi, fatura, vergi levhası vs. gibi belgelerle yasal mülkiyet karinesinin aksinin ispat edildiğinden söz konusu mümkün olmayacağı-
Haczin ödeme emri tebliğ edildiği adreste yapılması ve mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olması nedeniyle, aksinin davacı üçüncü kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilemediği durumlarda istihkak davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-