İhale konusu taşınmazın ......... adına olan kaydının iptali ile .......... adına tesciline karar verildiği ve karar ............... tarihinde karar kesinleştiğinden anılan dava dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararının satışa engel teşkil etmeyeceği- İhale alıcısının icra müdürlüğü hesabına ihale tarihi itibarı ile ............. TL nakdi teminatın yatırıldığı, dava konusu ihalede ihale memuru olarak görev yapan ......... ve tellal ........... davacı tanığı sıfatıyla dinlenildiği, ihalede pey süren ............ isimli kişinin ihaleye katılmaktan vazgeçerek, yatırdığı teminatı geri aldığı ve bu teminatı ihale alıcısı davalıya verdiği, davalının da bu şekilde ihalede pey sürdüğünün anlaşıldığı, ihale saatinden sonra icra müdürlüğü hesabına aktarılan teminat miktarının eksiksiz olduğu, dolayısıyla, davalı ihale alıcısının bu şekilde ihaleye katılarak pey sürmesinin ihalenin feshini gerektirmediği, davacı tanıklarının anlatımları ve icra dosyasında mevcut tahsilat makbuzu karşısında, bu iddianın ispatı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek olmadığı, davacının ileri sürdüğü ihalenin feshi nedenleri, fesat iddiası olarak nitelendirilemeyeceğinden, bu konuda yapılan suç duyurusuna ilişkin soruşturma dosyasının istenilmemiş olmasının sonuca etkili olmadığı- Karar tarihi itibariyle yürürlükte olan 30.11.2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7343 Sayılı Kanunun geçici 18/son maddesinde "134. madde değişikliği dikkate alınarak, İlk Derece Mahkemesi'nce takdir hakkı kullanılarak, ihale bedelinin %10'una kadar para cezası verilmesi gerekirken, %10 oranında para cezasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğü, İİK'nın 134/5. maddesi uyarınca istinaf incelemesine konu ihale yönünden, ölçülülük ilkesi dikkate alınarak, takdiren ihale bedelinin % 5'i oranında para cezasına hükmedilmesi gerektiği-
İİK’nun 134/5. maddesinde; açıkça ve sadece “para cezası” kavramına yer verilmiş olmasına rağmen, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hüküm kısmının 2 numaralı bendinde bu kavram yerine, tahsil ve sonuçları birbirinden farklı olan “idari para cezası” ifadesinin kullanılması hatalı olduğu gibi gerekçe gösterilmeden ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu-
Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesi ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme neticesinde .............. İcra Müdürlüğünün ............ talimat sayılı dosyasının incelenmesi ile şikayetçinin takip alacaklısı olduğu, alınan satış kararı uyarınca ipotek konusu taşınmaz ihalesine ilişkin olarak icra müdürlüğünce hazırlanan ............. tarihli satış ilanı ve aynı tarihli satış şartnamesinde KDV oranının %18 olarak belirtildiği ve bu hali ile ilan edildiği, ...........tarihli ihalede taşınmazın 2.432.000,00 TL bedel ile alacağına mahsuben şikayetçiye ihale edildiği, ihalenin kesinleşmesi üzerine ihale alıcısı şikayetçi tarafından KDV'den muaf olarak tescil işlemi talep edilmiş ise de %18 olan 437.760,00 TL KDV'nin yatırılması gerektiğinden bahisle talebinin reddedildiği görülmekle, somut olayda ihale konusu taşınmaza ilişkin KDV oranının %18 olduğu belirtilerek satış kararı doğrultusunda gerekli yerlerde ve vasıtalarla ilan edildiği, İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine başvurularak KDV oranının şikayet konusu yapılmadığı, ihale alıcısı alacaklının ihale şartlarını bilerek ihaleye girdiği, buna göre herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihaleden sonra KDV’den muaf olunması talebinin icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceğinin kabulünün gerekeceği, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı-
Davacı borçlu vekili tarafından 07.02.2020 tarihinde bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine mahkemece 20.10.2020 ek rapor alındığı ve davacının itirazları doğrultusunda raporda taşınmazın değeri artmakla, icra müdürlüğü keşif tarihi itibariyle 517.000,00 TL, mahkeme keşif tarihi itibariyle 618.000,00 TL olarak tespit edildiği, söz konusu ek rapor davacı vekiline 25.10.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen davacı borçlu tarafından HMK 281 maddesi uyarınca yasal süresi içerisinde ek bilirkişi raporuna itiraz edilmediğinden davalı alacaklı lehine usulü müktesep hak olarak raporun kesinleştiğinin anlaşıldığı, ............. .İcra Hukuk Mahkemesinin ............. sayılı dosyasında yapılan yargılamada ek rapora itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayan davacının, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceği, Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin, muhammen bedelin üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, anılan taşınmaza ilişkin davada hukuki yarar koşulunun gerçekleşmediği-
İhalenin feshini talep eden ilgilinin, fesih nedeni olarak gösterdiği yolsuzluk sonucunda kendi yararının çiğnenmiş olduğunun ispatı gerektiği- İhale bedelinin, ihale konusu malın tahmini değerinin üzerinde satılması halinde, kural olarak, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı-
Şikayetçinin, fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görüldüğünden ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Borçluya satış ilanı tebliğine ilişkin mazbata, "Tebliğ evrakı muhatabın .........'in isteği ve başvurusu üzerine Meslek Yüksek Okulu yanında kendisine ............ tarihinde tebliğ edilmiştir." şerhini içerdiği, TK'nın 10/2 maddesi gereğince kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyla her yerde tebligat yapılması mümkün olduğundan, satış ilanının borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin kabulü gerektiği- Satış ilanı ve şartnamesinde, taşınmazın değerine etki edebilecek önemli nitelikleri ve bu kapsamda üzerinde bulunan ağaçların cinsi, sayısı ve yaşı belirtilmiş olup satış ilanının İİK'nın 126/3 maddesine uygun olarak düzenlendiğinin kabulü gerektiği- 7343 sayılı Yasanın 27. maddesi ile değişik İİK'nın 134-5 maddesinde "... talebin reddine karar verirse ihalenin feshini talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkûm eder." düzenlemesine yer verildiği, Yasa'nın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re'sen uygulanması gerektiği- İİK’nun 134/5. maddesinde; açıkça ve sadece “para cezası” kavramına yer verilmiş olmasına rağmen, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hüküm kısmının 2 numaralı bendinde bu kavram yerine, tahsil ve sonuçları birbirinden farklı olan “idari para cezası” ifadesinin kullanılmasının hatalı olduğu-
Avukat .........'in taşınmazda hissedar ..............’ın vekili olduğundan ihaleye katılması önünde bir engel bulunmadığı, ihalede elektronik ortamda teklif verilmediği, satış memurluğunca 24.02.2020 tarihinde alınan satış kararı uyarınca, şikayete konu taşınmazın ihale tarihlerinin 1. arttırma için 28.04.2020 olarak belirlendiği, ancak İcra Müdürlüğünce, 17.04.2020 tarihinde, Covid-19 nedeniyle satış işlemlerinin durdurulmasına hükmedildiği, devam eden süreçte de yeni satış kararının 09.07.2020 tarihinde, İcra Müdürlüğünce Basın İlan Kurumu'na satış ilanı için müzekkere yazıldığı ve ilanın elektronik ortamda 13.07.2020 tarihinde yapıldığı, davacının, yerel gazete ilanının usulüne uygun olmadığı iddiasının 24.02.2020 tarihinde alınan satış kararı uyarınca satış işlemleri iptal edilen ihaleye ilişkin olup 09.07.2020 tarihli satış kararı uyarınca yapılması gereken ilana dair bir iddiası bulunmadığı, ihale bedelinin, muhammen bedelin %50’si ile satış masraflarını karşıladığı, KDV oranı ile satış ilanına dair iddiaların satışa hazırlık aşamasına ilişkin olup ihale öncesi Sulh Hukuk Mahkemesinde satışa hazırlık işlemlerine ilişkin olarak şikayet konusu edilmediği müddetçe ihalenin feshi davasında öne sürülmesi halinde ihalenin feshine karar verilmesi mümkün olmadığı, re'sen incelenecek hususlar bakımından ihalenin feshini gerektirir bir durum bulunmadığı-
Davacının ancak kendisine yapılan tebliğlerin usulsüzlüğü iddiası ile ihalenin feshi talebinde bulunabileceği, diğer ilgililere tebliğin yapılmadığı ya da usulsüz olduğu iddialarının dinlenilmesinin mümkün bulunmadığı- İhalenin 14.00-14.05 saatleri arasında yapılmasına karar verilerek ilanların bu şekilde yapıldığı, ancak pey sürme işlemi devam ettiğinden ihale ilan edilen saatte bitirilememiş olup saat 14.14'de sona erdiği, bu durum davacının lehine olup pey sürme işleminin devam etmesi halinde ihale ilan edilen saatte sonlandırılamayacağı- Davacı artırma tutanağında yer alan tellal imzalarının uyumsuz olduğunu ve pey sayfasında en yüksek pey süren iki kişinin imzasının yer almadığını ileri sürerek ihalenin feshini istemiş ise de, 1. açık artırma tutanağında tellal imzalarının yer aldığı, tellala ait iki imza bulunduğu, davacının bu iki imzanın uyumsuz olduğu iddiası ile ihalenin feshini isteyemeyeceği, pey tutanağında iddia edilen eksikliğin ihalenin feshini gerektirmeyeceği, talep üzerine tamamlanabilir eksiklik niteliğinde olduğu, kaldı ki en yüksek pey süren ihale alıcısının 1. artırma tutanağında imzasının yer aldığı, 100 madde bilgilerinin toplanmamasının ihalenin geçerliliğine etkisi olmadığı, ihalenin 156.000,00 TL pey sürülmesi üzerine bu pey ile başlatılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, bu durumun rekabet ortamının oluşmasına engel nitelikte olmadığı, pey tutanağı dikkate alındığında ihaleye yeterli katılım sağlandığı ve pey sürüldüğü, ilk ve ikinci artırım tarihleri arasında İİK 126. maddesine aykırılık bulunmadığı, taşınmaza emsallerinin çok altında değer belirlendiği iddiasının ise davacıya kıymet takdir raporunun tebliği üzerine kıymet takdirine itiraz edildiğinin iddia ve ispat edilmediği, satışın davacı borçlu yönünden kesinleşen kıymet takdiri ile belirlenen muhammen bedel esas alınarak yapıldığı, açılan davada davacının kıymet takdir raporunun ve satış ilanının tarafına usulsüz tebliğ edildiği iddiasında da bulunmadığı dikkate alındığında mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı- Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde Sulh Hukuk Mahkemesindeki vekillik durumunun satış sürecinde de devam ettiği kabul edilerek kıymet takdiri ve satış ilanının vekile tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmüş ise de, dava dilekçesinde bu yönde bir iddiada bulunulmadığından HMK 357. maddesi gereğince istinaf dilekçesi ile ileri sürülen bu iddianın dinlenilmesi mümkün olmadığı, kaldı ki HMK 73. madde düzenlemesi karşısında davaya vekaletin kapsamı hükmün yerine getirilmesine ve bu işlemlerin tamamının kendisine karşı da yapılabilmesine ilişkin yetkiyi de içereceği, 30.11.2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7343 Sayılı Kanunun geçici 18/son maddesinde "134. maddede bu maddeyi ihdas eden kanun ile yapılan değişiklikler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte ilk derece mahkemeleri ve Bölge Adliye Mahkemeleri ile Yargıtay'da görülmekte olan ihalenin feshi talepleri hakkında uygulanmayacağı, Ancak ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkumiyete ilişkin hüküm görülmekte olan ihalenin feshi talepleri hakkında da uygulanır." düzenlemesinin yer aldığı, kamu düzeni yönünden yapılan incelemede, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan anılan kanun değişikliği dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince takdir hakkı kullanılarak, ihale bedelinin %10'una kadar para cezası verilmesi gerekirken, %10 oranında para cezasına hükmedilmesi doğru olmadığı, İİK'nın 134/5. maddesi uyarınca dosya kapsamı, ileri sürülen fesih nedenleri ve Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi dikkate alınarak, ihale bedelinin takdiren %5'i oranında para cezasına hükmedilmesi gerektiği-
Şikayetçinin ihalenin feshini istemede hukuki yararı yok ise icra mahkemesinin esasa girmeden şikayeti usulden red etmesi gerektiği ve işin esasına girilmediği için para cezasına hükmedilemeyeceği-