Belediye tarafından görevlendirilen tellalın temin edilememesi halinde, bu durumun ihale tutanağında belirtilerek, adliyede görevli başka bir memura tellallık görevinin verilebileceği-
İhale tutanağında, ihalenin başlama ve (veya) bitiş saatinin gösterilmemiş olmasının, ihalenin feshi nedeni olduğu—
«Satış kararı»nda, gazete ile de ilan yapılmasına karar verilmiş olması halinde, bu karar gereği yerine getirilmeden yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği—
K. takdirine itiraz davasında yapılan esasa ve usule ilişkin hataların, ihalenin feshi davasında incelenebileceği—
Yerel mahkemenin, önceki kararında, satış ilanının davacıya usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini benimseyerek, kararını bu olgu üzerine kurduğu; direnme kararında ise, davacıya yapılan tebligatın Tebligat yasası ve Tüzük hükümlerine uygun olmadığını kabul etmek suretiyle, tebligatın usulüne uygun olup olmadığı konusunda, önceki kararından tamamen farklı bir yargıya vardığı, her ne kadar, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesine göre, mahkemenin, direnme kararında, önceki kararının gerekçesini genişletebilirse de, aynı maddi olgu bakımından, önceki kararına tamamen zıt nitelikte farklı bir kabul ile sonuca gitmesine olanak bulunmayacağı-
Paydaşlığın satılarak giderilmesi ilamına dayalı olarak yapılan ihalelerde, satış memurluğunca ayrıca kıymet takdiri yapılmadan, sulh hukuk mahkemesince yaptırılmış kıymet esas alınarak ihalenin yapılmış olması «süresiz şikayet yoluyla» ihalenin feshini gerektirir mi?-
Alıcı ve yakınları tarafından borçluya «sen bu ihaleye girme sonu kötü olur» şeklinde beyanda bulunmuş olmalarının -borçlunun ihaleye katılımı sözkonusu olmadığından- «ihaleye fesat karıştırma» olarak kabul edilemeyeceği—
«Ortaklığın -dava konusu şeyin satılarak- giderilmesi» ilamına dayalı olarak yapılan ihalelerin feshi için açılan davalarda «alıcı» ile «tüm hissedarlar»ın karşı taraf olarak gösterilmesi (gösterilmemişse; bu kişilerin davaya dahil ettirilmesi) gerekeceği—
Taşınmazın üzerinden sonradan yol geçirilmesi nedeniyle yüzölçümünün 3120 m2’ye düşürülmesine rağmen kıymet takdirinin 4160 m2 üzerinden yapılmasının, borçlu lehine durum yaratacağı, ihalenin bu nedenle feshinin borçlu tarafından ileri sürülemeyeceği—