Taşınmazın net fayda alanının, şartname ve ilanda belirtilen miktardan daha az olduğunun anlaşılması halinde, şartname ve ilanın gerçeğe aykırılığının söz konusu ise bu hususun irade fesadına yol açacağı-
Tasarrufun iptaline dair davanın açıldığı tarihte taşınmaz adına kayıtlı olan şikayetçinin tasarrufun iptali davasında taraf olmadığı ve bu nedenle görülen davada bu kişi hakkında her hangi bir hüküm de bulunmadığı anlaşıldığından, takipte taraf olmayan ve hakkında tasarrufun iptaline ilişkin verilmiş bir karar da bulunmayan bu kişiye ait taşınmaz üzerine haciz şerhi konularak cebri icra sureti ile ihale edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu- İhalenin feshini, yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin talep edebileceği-
İcra dairesince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa, verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınacağı- Alacaklıya yanlışlıkla yapılan bir ödeme olmadığı için olayda İİK.nun 361. maddesinin ve yine koşulları olmadığı için İİK.nun 40. maddesinin uygulanma yeri olmadığı-
İhaleye konu taşınmazla ilgili kıymet takdiri işleminde tapu kaydında ada no:131 ve miktar da 3134m2 iken, sehven ada no:313 ve miktarın da 778m2 olarak esas alınması sonucu arsanın toplam değerinin 411.840 TL olması gerekirken bu maddi hata ile 137.744 TL hesaplandığı anlaşıldığından açıklanan bu maddi hatanın esasa müessir olduğu ve borçlu yönünden bir zarar da oluşturmuş olduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Satış talebinin (6352 s. Kanun mad. 21 ve 22 ile değişik) İİK. mad. 106 ve 110’da öngörülen süreler içinde olup olmadığının icra müdürü re’sen gözetmesi gerekeceği, satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesi halinde, bu hususun kamu düzeninden oluşu nedeniyle süresiz şikayete tabi olacağı ve satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin de feshedilmesi gerekeceği- Haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK'nun değişiklik öncesi 106. maddesine göre menkullerde satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, mahkemece, haciz tarihi ile birlikte, usulüne uygun satış talebi ve satış isteme süreleri dikkate alınarak ihale tarihinde mahcuzlar üzerindeki haczin düşüp düşmediği tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi ve şayet mahcuzlar üzerindeki hacizler İİK. mad. 110. gereği kalkmış ise geçerli bir haciz olmaksızın yapılan ihalenin feshine karar verilmesi, şayet hacizler devam ediyor ise bu hususun fesih sebebi yapılmaması gerekeceği-
İhale kesinleşmeden icra müdürlüğü tarafından tapuya tescil işlemi yazılamayacağı, buna rağmen yazıldı ve tapuya tescil işlemi yapıldı ise ihale alıcısına karşı genel mahkemelerde tapu iptal ve tescil davası açılarak tescil işleminin iptali sağlanacağı- Borçlu tarafından ihalenin feshi davası açılıp , feshe dair karar kesinleşse dahi bu nedenle alıcının mahkeme kararı olmadan ihale bedelini talep etmesi olanaklı olmadığı- İhale alacaklısına ödeme, genel mahkemelerde açılacak bir dava ile mümkün olup, somut olayda İİK 40. maddenin uygulama yeri olmadığı-
Sulh hukuk mahkemesince verilen ihalenin feshine ilişkin kararlara karşı karar düzeltme yolunun açık olduğu-
Borçlu vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işlemi usulsüz olsa dahi satış bedelinin muhammen bedelin üzerinde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, taşınmaza ilişkin ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabul edileceği-
"Ortaklığın giderilmesi davası"nın taraflarının, "ihalenin feshi davası"nda da aynen yer almasını gerektiren emredici bir düzenlemenin bulunmadığı-
"Belediye ilanının usulüne uygun yapılmamasının ihalenin feshi sebebi olduğunu"-