Muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden” yapılan tebligat işleminin geçersiz olduğu- Borçlu (vekili) ilk satışta hazır olsa da, borçlunun, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satıştan makul bir süre önce haberdar olması gerektiği- Satış ilanı tebligatının usulsüz yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Taşınmazı kamulaştırma imkanı bulunan belediyenin bu imkanı kullanarak taşınmazı rayiç bedel üzerinden almak yerine, icra müdürlüğü dosyasından ihaleyle daha düşük bedelle satın almasının ihaleye fesat karıştırılmasının tipik bir örneği olduğu- (Takip tarihi itibari ile uygulanması gereken) İİK. mad. 150/e gereğince, "alacaklının, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren bir sene içinde, taşınmaz rehnin satışını da aynı tarihten itibaren iki sene içinde isteyebileceği; takibin düşmesi halinde yapılan işlemler yok hükmünde olacağından bu tarihten sonra yapılan ihalenin de sırf bu nedenle feshi gerektiği-
Taşınır rehninin satışının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren en geç 1 sene (şimdi; 6 ay) içinde, "taşınmaz rehninin satışının ise aynı tarihten itibaren en geç 2 sene (şimdi; 1 yıl) içinde istenebileceği"ne dair olan İİK. 150/e hükmünün emredici hüküm olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği; bu sürelerden sonra takip düşmüş olacağından yapılan ihaleninde sırf bu nedenle feshi gerekeceği-
Türk hukuk sisteminde, tapu kayıtlarının oluşumunda illilik prensibi sebebiyle, ihalenin ayakta bulunması ya da feshi isteğinin reddedilmiş olmasının, temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı ve bu konuda tapu iptali tescil davası açılabileceği-
İhalenin feshini talep eden borçlu müflis şirket iflas idaresi vekili, ilk duruşmadan önce, açılan iş bu ihalenin feshi davasında masa yönünden hukuki yarar bulunmadığından, davanın takip edilmemesine karar verildiği, bu nedenle davayı takip etmeyeceklerini bildirmiş olup, mahkemece istemin bu nedenle reddedilmesi ve bu durumda işin esasına girilmemiş olacağından İİK. mad. 134/2 uyarınca para cezasına hükmedilmemesi gerekeceği-
İhalenin feshi davasının işin esasına girildikten sonra reddi halinde, her davacı için ayrı ayrı değil ihale bedeli üzerinden tek para cezasına hükmedilmesinin gerekeceği-
İhaleye katılmak isteyenlerin tehdit edilmesinin ihaleye fesat karıştırılması niteliğinde olduğu-
Taraflar duruşmaya çağrılmadan, bir başka deyişle taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesinin "iddia ve savunma hakkının kullanmasına imkan tanınması ilkesi"nin doğal bir sonucu olduğu- Taraf teşkilinin dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği- Açık artırma ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini belirterek ihalenin feshine ilişkin davada; şikayet dilekçesinde ileri sürüldüğü üzere satış ilanının borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
"ihalenin feshine karar verilmesi" konusundaki talebin kabul edilebilmesi için, şikayet yoluyla ihalenin feshini isteyen kişinin "yolsuzluk neticesinde kendi menfaatinin ihlal edilmiş olduğunu" isbat etmesi gerekeceği; yerleşik Yargıtay uygulamasına göre "satış bedelinin muhammen bedelin üstünde olması halinde, 'zarar unsuru'nun oluşmadığı" kabul edildiğinden, bu gibi durumlarda "ihalenin feshi talebinin reddine" karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin, davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği-