İhale sırasında yapılan fiyat artırımlarının, tellal tarafından yüksek sesle ilan edileceğine dair İcra ve İflâs Kanunu'nda bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmakla bu gerekçe ile ihalenin feshinin doğru olmadığı- Mahkemece, davacının, ihale tutanağında son olarak 30.000 TL pey ileri sürdüğü yazılmasına rağmen, daha fazla miktarda pey ileri sürdüğü iddiası ile ilgili olarak ihale tutanağında imzası bulunan yazı işleri müdürünün de tanık sıfatı ile dinlenerek diğer delillerle birlikte değerlendirme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshinin, ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebileceği-
"İhalenin feshine yönelik istemin reddi kararı” şikayetçi borçlunun temyiz talebinin reddi nedeniyle kesinleşmiş olduğundan, taraflar arasında ihalenin geçerli olduğu hususunda çekişme kalmamış olduğu- Özel Dairece verilen “borçlu aleyhine yüzde 10 para cezasına hükmedilmesi gerektiği” yönündeki bozma kararıyla sınırlı kalan uyuşmazlıkta, yerel Mahkeme tarafından da “borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına” ilişkin direnme kararı verildiğine göre, temyiz isteminin reddedilmesiyle kesinleşerek uyuşmazlık konusu olmaktan çıkan ihalenin feshi istemi ile borçlunun lehine olan bir hüküm hakkında temyiz yoluna başvurulmasında hukuki yarardan söz edilemeyeceği-
İhalenin feshi talebinde bulunan şikayetçi, icra takibinde alacaklı ya da borçlu olmadığı ve pey sürmek suretiyle ihaleye de iştirak etmediği gibi, tapudaki ilgililerden de olmadığından, bu nedenle adı geçen ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmadığı, mahkemece; şikayetçinin isteminin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmaz muhammen bedelinin üzerinde ihale edildiğinden zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, bu durumda şikayetçi, İİK.nun 134/8. maddesi kapsamında kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından, söz konusu taşınmaz yönünden ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, mahkemece, anılan taşınmaz yönünden ihalenin feshi talebinin belirtilen gerekçe ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamış, belirtilen nedenle sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, İİK'nun 134/2. maddesinin son cümlesinde işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi halinde para cezasına hükmolunamayacağı öngörülmüş olup, anılan taşınmaz yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle işin esasına girilmeksizin istemin reddi gerektiğinden ve bu durumda para cezasına hükmedilemeyeceğinden, mahkemece para cezasına hükmolunmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece, HMK'nun 297. maddesi gereğince, borçlu şirketin, takipte, ipotek limitinin üstünde alacak talep edildiği yönündeki şikayetinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi isteminin esastan reddedilmesi üzerine, ihale bedeli olan 284.100,00 TL’nin %10'u 28.410,00 TL olduğu halde mahkemece 2.840,00 TL para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Dava konusu taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı anlaşıldığından, zarar unsuru gerçekleşmediğinden şikayetçinin söz konusu taşınmaz yönünden ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, mahkemece, anılan taşınmaz yönünden ihalenin feshi isteminin, zarar unsuru yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, işin esasının incelenmesinin doğru olmadığı, İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde; işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceğinin öngörüldüğü, buna rağmen mahkemece, dava konusu taşınmaz yönünden de şikayetçi aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmolunması isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise, muteber sayılacağı- Borçlunun, satış dosyasının fotokopisini almasıyla tebliğ işleminden ve (makul süre önce de ihaleden) haberdar olduğu-
Çekişme konusu taşınmaz kaydının davalı taraf adına oluşumunun illetten yoksun olduğu, bu nedenle yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu iddiasına dayalı olduğu açık olup bu tür davaların mülkiyet hakkına dayalı olarak her zaman açılabileceği kabul edildiğinden davaya dayanak icra takip dosyası aslı evrak arasına alınarak, davacıya yapılan ödeme emrinin 19.03.2012 tarihinde tebliğ edildiğinin tespitine ve tebligat tarihinin bu şekilde düzeltilmesine yönelik kesinleşmiş mahkeme kararına istinaden icra takip dosyasında ne gibi işlem yapıldığının denetlenerek yolsuz tescil iddiasının araştırılıp karar verileceği-