Mahkemece, delil avansının süresinde yatırılmış olduğu kabul edilerek borçlunun kıymet taktirine itirazının mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi şirketin, takipte alacaklı veya borçlu sıfatının bulunmadığının ve ihaleye pey sürmek suretiyle iştirak etmediğinin anlaşıldığı, şikayetçi şirket ihalesi yapılan menkuller üzerinde haciz alacaklısı olduğunu iddia etmiş ise de, feshi istenilen ihale tarihinden önce, borçlu hakkında takip yapmış olduğu dosyadan satış talebinde bulunmadığı, dolayısıyla ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmadığı görüldüğünden, şikayetçinin aktif husumet ehliyeti bulunmadığından işin esasına girilmeden mahkemece istemin reddi gerekirken, işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden kararın sonucu itibari ile doğru olduğu, ancak işin esasına girilmeden istemin reddi halinde, şikayetçi hakkında %10 para cezasına hükmedilemeyeceğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Söz konusu taşınmazların satış bedelinin, tahmini değerin yüzde ellisi olan 61.425 TL'ye, sadece gazete ilanı için sarf edilen giderden taşınmaz başına düşen 2.106,30 TL'nin eklenmesi halinde oluşan miktarı dahi karşılamadığının anlaşıldığı, kaldı ki, bu miktara kıymet takdiri için sarf edilen gider, satış yolluğu ve tebligat giderlerinin de ilavesinin gerekeceği, İİK'nun 129/1. maddesi gereğince bu hususun tek başına ihalenin feshi nedeni olduğundan mahkemece re’sen gözetilmesi gerekeceği, o halde mahkemece, İİK'nun 129/1. maddesi gereğince bu husus re'sen gözetilerek şikayete konu her iki taşınmaz ihalesinin feshine karar verilmesi gerekeceği- İhalenin feshi isteminin esastan reddedilmesi kararı doğru olsaydı dahi, İİK.nun 134/2. maddesi uyarınca verilecek para cezasının, şikayete konu her iki taşınmazın ihale bedelleri toplamı üzerinden hesaplanması gerekeceğinden, mahkemece tek taşınmazın ihale bedelinin esas alınmasının yerinde olmadığı-
İhalenin feshi talebinde bulunan şikayetçinin, taşınmazın tapu sicilinde lehine ihtiyati tedbir şerhi bulunan üçüncü kişi olup, tapu sicilindeki ilgililerden olmadığı, icra takibinde de taraf olmadığına ve ihaleye de pey sürmek suretiyle katılmadığına göre, ihalenin feshi davası açmasına yasal imkanın olmadığı, bu durumda mahkemece şikayetin aktif husumet yokluğundan reddi gerekeceği- İhalenin feshi isteminin, aktif husumet yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Şikayetçi üçüncü kişi takipte taraf olmadığı gibi, İİK'nun 134/2. maddesinde kişilerden de olmadığından ihalenin feshini talep edemeyeceği, bu durumda, mahkemece, şikayetçinin aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle işin esasına girilmeden istemin reddi gerekeceği-
İhalenin ilan edilen günde ve saatlerde başlayıp bitirilmesi gerektiği-
Satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olduğu anlaşıldığından, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçilerin ihalenin feshini istemekte hukuki yararlarının bulunmadığı, mahkemece ihalenin feshi isteminin belirtilen nedenle reddi gerekirken, işin esasının incelenmesinin doğru olmadığı, İİK'nun 134/2. maddesinin son cümlesinde, işin esasına girilmemesi halinde para cezasına hükmolunamayacağı öngörüldüğünden, somut olayda ise işin esasına girilemeyeceğinden, şikayetçiler aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
İhalenin, kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği, bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararının bulunduğu, İİK'nun 134/2. maddesinin, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddesinde düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde, her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlediği, ihaleye fesat karıştırıldığının tespiti durumunda, ihalenin, malın tahmini bedelinin üzerinde satılması halinde dahi ihalenin feshi gerekeceği-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği, kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi isteminin esastan reddine karar verilen şikayet konusu taşınmazın satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olduğu anlaşıldığından, borçlunun taşınmazın değerinin düşük olduğunu da şikayetinde ileri sürmediği gözetildiğinde zarar unsuru gerçekleşmemiş olup borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı, mahkemece istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesinin yerinde olmadığı-