İİK.nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken, HMK'nun 6. maddesi uyarınca bonoya dayalı takibin borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde, 6102 sayılı TTK'nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabileceği-
Yetki yönünden kararın bozulmasına dair temyiz itirazı olmadığı halde bu hususta temyizen inceleme yapılmasının isabetsiz olduğu-
Davacının, taraflar arasında düzenlenen akaryakıt bayiilik sözleşmesinin tarafınca haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek cezai şart ve yoksun kalınan kara ilişkin talepleri, sözleşmeye dayalı olduğundan, fesih halinde dahi bu sözleşmede yer alan yetki şartına dayanılabileceği, kaldı ki davalı şirketin yetki ilk itirazının yasal sürede ileri sürülmediği, mahkemece bu yönler gözetilerek işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak 3.kişiler, muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebileceği, zira, danışıklı olan bir hukuki işlem ile 3.kişinin zarara uğratılması ona karşı bu işlenmiş bir haksız eylem niteliği taşıyacağı- HMK mad. 16 uyarınca haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu düzenlemesi karşısında, somut olayda, dava haksız fiil niteliğindeki muvazaa hukuksal nedenine dayalı olduğundan HMK mad. 16 ve 7/1 gereğince haksız fiilin işlendiği yer olan Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesince davaya bakılabileceği gibi davalılardan birinin yerleşim yeri Avcılar-Küçükçekmece olması nedeniyle Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesince de davaya bakılabileceği-
Davacının  davalılar arasındaki tasarrufların İİK 277 ve devamı ile TBK'nun 19.maddesi gereğince iptalini talep ettiği, bu tür davalarda HMK'nin 6 maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu- Davalı 4. kişi ile borçlu ile arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı ve adı geçen davalıya esas ve birleşen davalardan tebligat yapılmadığından savunması ve dolayısıyla yetki itirazı da bulunmayan davalı yönünden yetkisiz kararı verilmesinin de isabetsiz olduğu-
Çeke dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde, muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde ve ayrıca İİK. mad. 50/1 uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Takibin yapıldığı icra dairesi borçlu şirketin yerleşim yerindeki ve onun için genel yetkili icra dairesi olduğundan, borçlu diğer şirketin yetkiye yönelik itirazı yerinde olmayıp, mahkemece, borçlunun yetki itirazının reddine karar verileceği-
TBK. mad. 89 ve HMK mad. 10 uyarınca bir para borcunun alacaklısının, kendi ikamet adresinde dava açmasında (veya İİK. mad. 50'nin belirlemesiyle icra takibi başlatmasında) bir usulsüzlük bulunmadığı- 
İstihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde, davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılmasının mümkün olduğu-
Taraflar arasındaki “kurum işleminin iptali” davasında, "boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama" olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması gerektiği-