Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasıyla, yabancı ilamın kesin hüküm etkisi hasıl olmuş ve taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarih itibariyle boşanmış olup, bu durumda tarafların birbirlerine karşı evlilik birliğinden kaynaklanan yasal yükümlülükleri aynı tarihte ortadan kalkmış olduğundan; tedbir nafakasına hükmedilemeyeceği- Tanıma kararı yabancı ilama kesin hüküm vasfı kazandırdığına göre, artık kadın yararına bu kesin hükme aykırı düşecek şekilde yoksulluk nafakası takdir edilemeyeceği; çocuk için yabancı ilamda yer alan nafakaya ilişkin hükmün ise tenfiz kararı alınmak suretiyle Türkiye'de icrası olanağı mevcut olduğundan; çocuk yararına da iştirak nafakasına hükmedilemeyeceği-
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere anne yanında buluna müşterek çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- 
Türk Medeni Kanununun 169. maddesinde, hakimin geçici bir önlem olarak tedbir nafakasına hükmedebilmesi için tarafların kusurlu olup olmamalarının bir unsur olarak yer almadığı, hangisinin daha az ya da çok kusurlu olduğunun belirlenmesi yönünde bir koşul öngörülmediği- Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- 
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- 
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere annenin yanında bulunan müşterek çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- 
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuğun yargılama aşamasında davalı babanın yanında kaldığı anlaşıldığından; velayeti anneye verilen bu çocuğa yönelik tedbir nafakası talebinin reddedilmesi gerektiği- 16 yaşındaki müşterek çocuk idrak çağında olduğundan; mahkemece bizzat veya görevlendireceği nezdindeki uzman vasıtasıyla görüşünün alınması, diğer delillerle birlikte değerlendirilip gerçekleşecek sonucuna göre velayeti hakkında bir karar verilmesi gerektiği- 
Boşanma davası açılınca ayrı yaşamakta haklı olan kadın lehine karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-