Borçlunun mirasçısı olan davalıların, dava açılmadan önce mirası reddetmiş olmaları halinde, açılmış olan iptâl davasının "husumet nedeniyle" red edilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptâli davası devam ederken davalı borçlunun (borçluların) ölüp, mirasçılarının da mirası reddetmesi halinde, durumun sulh mahkemesine bildirilerek, mirasın iflâs kurallarına göre tasfiyesinin sağlanması ve mahkemece mirası reddeden mirasçılar için bir temsilci atanarak, onun huzurunda davaya devam edilmesi gerekeceği–
İİK.nun 277 vd maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında, davalı üçüncü kişinin “borçlu ile alacaklı arasındaki icra takibinin muvazaalı olduğunu” ileri sürmesi halinde, mahkemece bu iddianın incelenmesi gerekeceği, çünkü iptal davasının dinlenebilirlik koşullarından birisinin de tasarrufta bulunan kişinin “borçlu” durumda olması, başka bir deyişle alacaklının gerçekten “alacaklı” sıfatını taşıması gerektiği–
Tasarrufun iptâli davalarının amacının -davaya (tasarrufa) konu mal üzerinde- alacaklıya -takip konusu alacak ve eklentileriyle sınırlı olarak takip yetkisi vermek olduğu-
Limited şirket ortaklarının "ödenmemiş olan şirketin kamu borçlarından dolayı" -sermaye payları oranında- 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi uyarınca, limited şirket temsilcilerinin de, Vergi Usul Kanunun 10/II ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi uyarınca sorumlu oldukları-(NOT: 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. Maddesi’nin (5) ve (6). Fıkralar, Anayasa Mahkemesi’nin 19.03.2015 T. VE E: 2014/144, K: 2015/29 Sayılı Kararı İle İptal Edilmiştir.)
6183 sayılı Kanunun 24 vd. maddelerinde düzenlenmiş bulunan tasarrufun iptali davalarının amacının «borçlunun mevcudunu azaltmaya yönelik tasarrufların butlanına hükmettirmek» olduğu-
Şirket mal varlığından, şirketin vergi borcunun tahsil edilememesi halinde Vergi Usul Kanunun 10. Maddesi gereğince şirket yönetim kurulu üyesinden bu borcun istenebilmesi için öncelikle kendisine hakkında icra takibi yapılıp kendisine ödeme emri gönderilmesi gerekeceği-
Sermaye şirketlerinin ödenmeyen kamu borçlarından dolayı kanuni temsilcilerinin vergi Usul Kanunun 10. maddesi ve limited şirket ortaklarının ise 6183 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca sorumlu oldukları, bu kişilere, anılan maddeler uyarınca başvurulabilmesi için haklarında önce takip yapılıp bu takibin, kesinleşmesinden sonra takip konusu kamu borcunun ödenmemesi halinde bu kişilerin yaptıkları tasarrufların iptali için -iptal koşullarının olup oluşmadığı araştırılarak- tasarrufun iptali davası açılabileceği-(NOT: 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. Maddesi’nin (5) ve (6). Fıkralar, Anayasa Mahkemesi’nin 19.03.2015 T. VE E: 2014/144, K: 2015/29 Sayılı Kararı İle İptal Edilmiştir.)
Anonim şirketlerin ödenmemiş vergi borçlarından; anonim şirketin kanuni temsilcileri'nin (şirket esas sözleşmesi ile temsile yetkilendirilmiş veya kaynağını esas sözleşmeden alan yetki ile idare meclisi ya da genel kurulca temsil selahiyeti verilmiş kişi veya kişilerin, eğer şirket esas sözleşmesinde bu şekilde görevlendirmeye ilişkin herhangi bir kayıt bulunmuyorsa, tüm yönetim kurulu üyelerinin müştereken ve müteselsilen) sorumlu olacağı; ancak bunun için kendileri hakkında ödenmeyen vergi borcundan dolayı icra takibi yapılıp ödeme emri gönderilmiş olması gerekeceği-