Tasarrufun iptali davası devam ederken, taşınmazı davalı üçüncü kişiden devralan dördüncü kişi ile diğer davalılar arasında “ihtiyari dava arkadaşlığı” bulunduğu; davacının talebi olmadan davaya dâhil edilen dördüncü kişinin taraf sıfatını kazanamayacağı, lehine vekâlet ücreti takdir edilemeyeceği; taşınmazın kötü niyetli olarak dördüncü kişiye devredilmesi halinde, alacaklının ‘tasarrufun iptali’ ni talep etmek ile ‘üçüncü kişiden tazminat isteme’ arasında seçim hakkına sahip bulunduğu-
İptâl davasında, "borçlu" ve "borçlu ile hukuki ilişkide bulunan üçüncü kişiler", "kötüniyet sahibi üçüncü (dördüncü) kişiler" ve "bunların mirasçıları"nın 'zorunlu dava arkadaşı' durumunda olduğu, mahkemenin bu kişilerin "davalı" olarak gösterilmiş olup olmadığını kendiliğinden araştıracağı ve eğer "davalı" olarak gösterilmemişlerse, kendilerine dava dilekçesi gönderilerek davaya dahil edilmeleri için davacıya süre verilmesi gerekeceği–
6183 sayılı Kanun uyarınca açılan iptâl davalarında -İİK. 277 vd. göre açılan iptâl davalarında olduğu gibi- "zorunlu dava arkadaşı" durumunda olan tüm ilgililerin ("borçlu" ve "borçlu ile hukuki işlemde bulunan üçüncü kişiler"in ve bunların mirasçılarının) "davalı" olarak gösterilmesi, eğer gösterilmemişse, bu kişilerin de davaya dahil edilmelerinin sağlanması gerekeceği (6183 sayılı K. mad. 25)-
Doğrudan doğruya borçlu değil de, borçlunun sattığı kişiden dava konusu taşınırı/taşınmazı satın almış olanlar (4. kişiler) hakkında iptâl davası açılabilmesi (ve yargılama sonunda iptâl kararı verilebilmesi) için "bu kişilerin kötüniyetli olduklarının, davacı-alacaklı tarafından kanıtlanması" gerekeceği–
HUMK'nun 76. (şimdi; HMK. 33) maddesine göre, bir davada ileri sürülen maddi olgu ve bulguların hukuki nitelendirmesini yapıp ilgili kanun maddesini uygulamanın hakimin doğrudan görevi olduğu–