Somut olayda davacının davalı Banka şubesinde bulunan hesabından davalı X tarafından internet bankacılığı yoluyla hisse senedi alıp satması ve aynı hesaptan davalı X tarafından davacının rızası ve bilgisi dışında üçüncü kişilere para gönderilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazminin talep edildiği - Davacının hesaplarından usulsüz aktarılan 1.758,00 TL ve 600,00 TL yönünden daha öncesinde yapılan yargılama neticesinde her iki davalının sorumlu olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verildiği, kararın kesinleşmesi nedeniyle alacağın bu kısmının sabit olduğu - Davacının hesabında bulunan paralar ile internet üzerinden hisse senedi alım satımı yapılması hususunda davacı ile davalı arasında vekalet ilişkisi bulunduğundan vekilin müvekkiline karşı iyi niyetle ve müvekkilinin iradesine uygun olarak hareket etmekle yükümlü olduğu - Davalı X'in vekalet akdine aykırı eylemleri nedeniyle davacının uğradığı zarardan sorumlu olduğu, bozma ilamı uyarınca alacağın bu kısmı nedeniyle davalı bankanın sorumluluğunun bulunmadığı - Alınan ek bilirkişi raporu uyarınca davalı X'in vekalet görevini kötüye kullanması nedeniyle 56.554,31 TL asıl alacak, 23.252,11 TL bu alacağın dava tarihine kadar işlemiş faiz tutarı kadar davacının zararı olduğu - Dava tarihine kadar işlemiş faiz ile birlikte hüküm kurulması halinde hükmün infazını kolaylaşacağı gözetilerek karar verildiği - Somut olayda davalı bankanın manevi tazminat istemi yönünden sorumluluğunu gerektirir bir hususun kanıtlanamadığı - Diğer davalının haksız eylemi nedeniyle davacı yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilerek manevi tazminata hükmedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı banka hakkında açılan manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerektiği -
Muterizlerden şirket vekilinin itirazının duruşma açılarak incelenmesi gerektiği halde duruşma günü ve saatinin vekile tebliğ edilmeyerek yokluğunda karar verilmesinin HMK. mad. 29 ve İİK. mad. 265/4.'e aykırı olduğu- Ek karar başlığında muterizlerden birinin itiraz eden olarak isminin yer almamasının, HMK. mad. 304 uyarınca tarafların talebi üzerine veya mahkemece mahallinde düzeltilebilir maddi hatalardan olduğu-
13. HD. 21.01.2016 T. E: 2015/34555, K: 1109-
Hizmet tespiti istemine ilişkin davada, taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların, tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği ve hükmün infazından sonra tavzih yapılamayacağı- Davacının, davalı nezdindeki çalışma dönemleri ve karşılığındaki kısmi çalışma süreleri ile hangi ayda ne kadar sigorta primine esas kazançla çalışıldığı açıkça belirtilmeden, yazılı biçimde hüküm kurulmasının yerinde olmadığı- Davacının çalışma süreleri ile sigorta primine esas kazanç tutarı konusunda denetim ve irdelemeye elverişli yeni bir bilirkişi raporunun alınması gerektiği-
23.10.2011 tarihli Van depremi nedeniyle ağır hasarlanarak yıkılan binada bağımsız bölümleri bulunan davacıların, binanın imalinde kusurları olan davalılar aleyhine açtıkları tazminat istemine ilişkin davanın, karar başlığında "Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan Tazminat" şeklinde nitelendirilmesinin, maddi hata (HMK. mad. 304) niteliğinde olduğu- Yüklenici ve dava dışı Konut Yapı Kooperatifinin yöneticileri olmaları nedenine davada davaı olarak yer alan kişilerin sorumluluğuna gidilebilmesi için, anılan kooperatifin yöneticileri ve imal edilen binanın yüklenicileri olmaları gerektiği, mahkemece, ilgili Ticaret Sicil Memurluğundan anılan kooperatif kayıtları getirtilerek, davalıların kooperatif yöneticisi olup olmadıkları tespit edilerek, oluşacak uygun sonuç çerçevesinde ve usulen kazanılmış haklar ihlal edilmeksizin bir karar verilmesi gerektiği- Davada hükmedilecek tazminat hesabının, gizli ayıbın ortaya çıktığı tarihteki mahalli rayiçlere göre yapılması gerekirken, 2012 yılı Bayındırlık Birim Fiyatlarına göre yapılan tazminat hesabı nazara alınarak hüküm tesisinin isabetsiz olduğu, tazminat hesabı içerisinde tapusu davacılar üzerine olan yıkılan bina arsası bedelinin bulunup bulunmadığı da anlaşılamadığından, bu konularda ek bilirkişi raporu alınması gerektiği- Tazminata ilişkin bu davada uyuşmazlık konusu olmayan davalı taşınmazları üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri hataların mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceği- Hükmün yeterince açık olmaması veya icrasında tereddüt uyandırması yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya tereddüdün veya aykırılığın giderilmesini isteyebileceği; tavzih yolu ile hükmün değiştirilemeyeceği, hükme yeni fıkralar eklenemeyeceği-
Davacı vekilince, "BK'nın 113. maddesinin uygulanamayacağı" ileri sürülerek karar düzeltme itirazında bulunulmamış olup, davalı yararına usulî kazanılmış hak oluşmuş olduğu, kaldı ki; bozma sonrası yapılan yargılamada, davacı tarafça ileri sürülmeyen bu hususun temyiz aşamasında ilk kez ileri sürülmesinin esasen mümkün olmadığı-
İİK. mad. 281 uyarınca, taşınmazın tapu kaydına ihtiyati haciz konabileceği, bu ihtiyati haczin mahkemenin karar tarihinde kesin hacze dönüşeceği ve sıra cetvelinde dikkate alınacağı, ancak ihtiyati haczin bu şekilde kesin hacze dönüşebilmesi ve sıra cetvelinde dikkate alınabilmesi için taşınmazın tapu kaydına konulan şerhin "ihtiyati tedbir" değil, "ihtiyati haciz" olması gerektiği- İcra müdürlüğünün sıra cetvelini düzenlerken satışı yapılan parselin tapu kaydına konulan ihtiyati tedbiri ihtiyati haciz olarak kabul ettiği ve bu şekilde davalının alacağını 1. sıraya aldığı, mahkemece taşınmazın tapu kaydına üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla şerh edilen ihtiyati tedbirin konulduğu tarih itibariyle yürürlükte olan HUMK. mad. 101 uyarınca ihtiyati tedbir olduğu, İİK mad. 281'e göre konulan ihtiyati haciz olmadığı, bu sebeple icra müdürlüğünün sıra cetvelini düzenlerken taşınmazın tapu kaydına konulan ihtiyati tedbirin "ihtiyati haciz" olarak kabul ederek, şikayet olunanın alacağını bu ihtiyati tedbire göre birinci sıraya almasının hatalı olduğu- İcra dosyasında, alacaklı şikayet olunan vekilinin tasarrufun iptali davası sonuçlandıktan sonra davaya konu taşınmazlara karar gereğince şerh ettirdiği haczin dikkate alınması gerektiği-
İhaleye konu olan taşınmazın parsel numarasının ilam içeriğinde hatalı gösterilmesinin HMK. mad. 304 gereğince düzeltilmesi gerektiği-
İş kazası nedeniyle takdir edilen manevi tazminat miktarının az olmasına ve ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek avukatlık ücretine hükmedilmesine rağmen somut uyuşmazlıkta bu yönde değerlendirme içermeyen yerel mahkeme kararının düzeltilerek onandığı, bu itibarla ortada açık bir maddi yanılgı olduğu anlaşıldığından, Özel Dairenin bu hususu bir maddi hata olarak nitelendirmek ve düzelterek onama kararını kaldırmak suretiyle yeniden inceleme yapmasında isabetsizlik bulunmadığı-