Uyuşmazlığın HMK. mad. 304 uyarınca tarafların başvurusu üzerine ya da re'sen düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edildiği-
Tavzih yoluyla hüküm değiştirilemeyeceği gibi, hakimin tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip, bunu hükmüne ekleyemeyeceği, mahkemece karar verilip, yargılamadan el çekildikten sonra dosya yeniden ele alınarak vekalet ücreti, ve harç ile ilgili bir hüküm kurulmasına yasal olanağın olmadığı, yerel mahkemece nispi karar ve ilam harcının ve vekalet ücretinin miktarına ilişkin hüküm fıkraları ek karar ile değiştirilmiş olup bu hususun 6100 sayılı HMK. nun 304. ve 305. maddeleri uyarınca açıkça yasaya aykırılık teşkil ettiği-
Çekişmeli taşınmazların davalıya teminat amaçlı temlik edildiği iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteği ile açılan davada, davacının temyizden sonra ölümü üzerine yasal mirasçılarının mirasın reddi ile ilgili açtıkları davaların sonuçlarının beklenilmesi, mirasın reddi istemine ilişkin kararların kesinleşmesi halinde TMK.nun 611. madde hükmü gereğince diğer hak sahiplerinin tespiti ile onların da mirası kabul veya reddetmesi durumuna göre davanın değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Hükmün tashih veya tavzih yolu ile değiştirilmesinin mümkün olmadığı-
HMK. mad. 297/1-c uyarınca, bir gerekçeli karar mevcut değil iken, tashih şerhiyle bu usuli eksikliğin giderilmesinin olanaksız olduğu-
İş kazasında vefat eden sigortalının, kardeşleri tarafından açılan manevi tazminat istemine ilişkin davada; kendisine husumet yöneltilemeyen kişi aleyhine hüküm tesis edilmesi mümkün olmadığından, davada taraf olmayan hakkında karar verilmesi hatalı olup, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesinin usule ve yasaya aykırılık teşkil ettiği-
Gerek tashih yolu ile gerekse tavzih yolu ile hüküm fıkrası sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği-
Hüküm fıkrasında “ davacının işe iadesine” denilmesinden sonra; tavzih kararında 2. bendinin tamamen çıkarılarak yerine “ davacının ... Belediye Başkanlığı’ndaki işine iadesine” denilmesinin tavzihe konu olamayacak şekilde hüküm fıkrasının değiştirilmesi niteliğinde olduğundan hatalı olduğu- Davacının, davalı Belediyeye güvenlik hizmeti temin eden diğer davalılar tarafından oluşturulan adi ortaklığın işçisi olduğu, güvenlik işinin belediyenin asli işlerinden olmayıp yardımcı iş niteliğinde olduğu, 5393 s. Belediye Kanunu mad. 67 gereği, Belediyenin asli işlerini ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebileceğinin yasal güvenceye bağlandığı, mahkemenin alt işverenler değişmesine rağmen davacının işinin ve görev yerinin değişmemesinin muvazaa olduğuna dair kabulünün hatalı olduğu- Davacının, davalı şirketlerin oluşturduğu ortak girişimdeki işine iadesine, mali yükümlülükler yönünden davalıların birlikte sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-
Davacı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinin, hükümden sonra neredeyse iki katına çıkartılmasına ilişkin olarak yapılacak bir usul işlemine cevaz veren yasal düzenlemenin bulunmadığı, davacının vekalet ücretinin neredeyse iki katına çıkarılmasını gerektirecek tavzih talebine uygun olarak yapılacak tavzih işleminin hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğu ve davalının vekalet ücreti ödemeye ilişkin yükümlülüğünü genişlettiği, hakimin dosyadan el çekmesinden sonra, hükümde anılan tarzda bir değişiklik yapma yetkisinin bulunmadığı-
Dava konusu taşınmazın varsa dayanak kayıtlarının ve tüm tedavül kayıtlarıyla tapu kaydının getirtilmesi, maddi hata düzeltimi istenen...’un anılan parsel sayılı taşınmazda adına çap kaydı olup olmadığının belirlenmesi, var ise tashih isteğinin kabulüne, yok ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-