Gerek tashih yolu ile gerekse tavzih yolu ile hüküm fıkrasının sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği-
Çaplı taşınmaza ve kadastral yola vaki elatmanın önlenmesi istemine ilişkin dava dilekçesi ekinde isim benzerliği sebebiyle yanlış vekaletnamenin sunulmasının ve davacının TC kimlik numarasının yanlış yazılmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve bu durumda taraf delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile "bu kimlikteki kişinin davacı olmadığı" gerekçesi ile "davanın husumet yokluğundan reddi"ne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada; mahkemece hüküm kurmaya elverişli olmayan kusur bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin yerinde olmadığı; özellikle aynı kaza nedeniyle davacı Sigorta AŞ ve davalı arasında derdest olan dosyada alınan tüm kusur rapor suretleri dosya için alınarak, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur dağılımına ilişkin, önceki kusur raporları ve tüm dosyadaki delillerin değerlendirildiği, gerekçeli denetime elverişli kusur rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Gerekçeli kararda hükmedilen harç ve yargılama giderlerinin sonradan tavzih yolu ile düzeltilmesinin mümkün olmadığı-
17. HD. 15.02.2016 T. E: 2015/10452, K: 1665-
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; akabinde davalının talebi üzerine tavzih kararı ile her iki dava yönünden % 40 kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine şeklinde hükmün düzeltilmesine karar verilmiş olup, tavzih talebi üzerine verilen bu karar, hükmü değiştirecek nitelikte olduğundan, tavzih ile bu şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılarak, davalının talebi doğrultusunda hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesin karşın davalı yararına duruşma vekalet ücretine hükmedilmemesinin, "maddi hata" olduğu-
Kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu-
Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine başvurmuş olup, takibin dayanağı olan senette düzenlenme yerinin bulunmadığı, dolayısıyla TTK'nun 776/f maddesi uyarınca, senedin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı, bu durumda anılan senede istinaden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı cihetle, adı geçen borçlu hakkındaki takibin İİK.170/a-2. maddesi gereğince iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda davacının davalı Banka şubesinde bulunan hesabından davalı X tarafından internet bankacılığı yoluyla hisse senedi alıp satması ve aynı hesaptan davalı X tarafından davacının rızası ve bilgisi dışında üçüncü kişilere para gönderilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazminin talep edildiği - Davacının hesaplarından usulsüz aktarılan 1.758,00 TL ve 600,00 TL yönünden daha öncesinde yapılan yargılama neticesinde her iki davalının sorumlu olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verildiği, kararın kesinleşmesi nedeniyle alacağın bu kısmının sabit olduğu - Davacının hesabında bulunan paralar ile internet üzerinden hisse senedi alım satımı yapılması hususunda davacı ile davalı arasında vekalet ilişkisi bulunduğundan vekilin müvekkiline karşı iyi niyetle ve müvekkilinin iradesine uygun olarak hareket etmekle yükümlü olduğu - Davalı X'in vekalet akdine aykırı eylemleri nedeniyle davacının uğradığı zarardan sorumlu olduğu, bozma ilamı uyarınca alacağın bu kısmı nedeniyle davalı bankanın sorumluluğunun bulunmadığı - Alınan ek bilirkişi raporu uyarınca davalı X'in vekalet görevini kötüye kullanması nedeniyle 56.554,31 TL asıl alacak, 23.252,11 TL bu alacağın dava tarihine kadar işlemiş faiz tutarı kadar davacının zararı olduğu - Dava tarihine kadar işlemiş faiz ile birlikte hüküm kurulması halinde hükmün infazını kolaylaşacağı gözetilerek karar verildiği - Somut olayda davalı bankanın manevi tazminat istemi yönünden sorumluluğunu gerektirir bir hususun kanıtlanamadığı - Diğer davalının haksız eylemi nedeniyle davacı yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilerek manevi tazminata hükmedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı banka hakkında açılan manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerektiği -