Davacının istifa dilekçesinde, istifa nedeni belirtilmemiş olup, davacı tanıkları beyanlarından, davacının işçilik alacaklarını alamadığı için istifa ettiğinin anlaşıldığı, 4857 s. İş K. 24/2-e maddesinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olup fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânının bulunduğu, hal böyle olunca, davacının işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini feshettiği kabul edilerek yararına kıdem tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Davacının iş akdini kendi verdiği istifa dilekçesinde ''özel nedenlerimden dolayı istifa ediyorum" şeklindeki ifadesinden özel nedenlerden dolayı feshettiğinin kabul edilmesi ve bu sebeple feshin de 4857 sayılı İş Kanunda 24.maddesinde düzenlenen işçinin haklı nedenle fesih nedenleri arasında yer almadığından kıdem tazminatı isteminin reddi gerektiği-
Fesih bildiriminde "fesih" sözcüğünün bulunmasının gerekmeyeceği, fesih iradesini ortaya koyan ifadelerle eylemli olarak işe devam etmeme hali birleşirse bunun fesih anlamına geldiği- İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması nedeniyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanmasının mümkün olmayacağı; davacının davalı şirket yetkilisi tarafından darp edilmesinden sonra davalı iş yerine gitmeyerek iş akdini haklı nedenle feshetmiş olsa dahi ihbar tazminatı talebinin reddi gerekeceği-
Geçerli nedene dayanılarak yapılan fesihlerde belirtilen hak düşürücü sürelerin yerine “makul süre” içinde sözleşmenin feshedilebileceği- Davalı işveren anonim şirket olup, davacının hizmet akdinin feshine ilişkin müfettiş raporunun yetkili makama ne zaman sunulduğu, yetkili makamın fesih hakkını hangi tarihte kullandığı hususlarında araştırma yapılmamış olduğundan, mahkemece davacının hizmet akdinin feshine ilişkin tüm belgeler işverenden temin edilip, hizmet akdinin feshine ilişkin müfettiş raporunun feshe yetkili makama ne zaman sunulduğu, yetkili makamın fesih hakkını 6 iş günlük hak düşürücü süre içerisinde kullanıp, kullanmadığı araştırılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacıya ayakta iş yaptırılmak sureti ile davacının rızası alınmadan çalışma şartlarının ağırlaştırıldığı, bu nedenle iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle sonlandırıldığının kabulü gerekeceğinden,ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin bu iddiasını ispatla yükümlü olacağı, bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiğinin kabul edileceği, tanıklar davacıya fazla mesai ücreti ödendiğini beyan ettiklerinden, davacı işçinin isticvap edilerek kendisinden bilgi alınması gerektiği-
Davacının, günlük 8 saat olan mesainin rızası alınmadan 16 saate çıkarılması üzerine iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği mahkemenin de kabulünde olup sözleşmeyi haklı nedenle de olsa fesheden tarafın ihbar tazminatı isteyemeyeceği dikkate alınmadan, ihbar tazminatı talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olup bozmayı gerektirdiği-
Davacı işçinin işe iade istemli ihtarnamesinde boşta geçen süre ücretinin ödenmesiyle ilgili herhangi bir talebi bulunmadığı, işe başladıktan sonra da yöntemine uygun şekilde işvereni temerrüde düşürücü bir işlem yapmadığı halde, işe başlatılmasından 2 gün sonra boşta geçen süre ücretinin ödenmediği gerekçesiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia etmesi halinde işe başlama isteğinin samimi olmadığı, iş ilişkisinin sürdürülmesine yönelik samimi bir irade ortaya koymadığı, salt işe iade davasının parasal sonuçlarından yararlanmak için başvuru yaptığının kabulü gerekeceği-
İhbar tazminatının hesabında Kanunun 32. maddesinde yazılı olan ücrete ek olarak işçiye sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatlerin de dikkate alınacağı- Ücret dışında kalan parasal hakların bir yılda yapılan ödemeler toplamının 365’ e bölünmesi suretiyle bir günlük ücrete eklenmesi gereken tutarın belirleneceği- Son işveren ve iş sözleşmesini fesheden davalı A.Ş. olduğu halde, ihbar tazminatından son işveren A.Ş. nin sorumlu tutulması gerekirken müteselsilen sorumluluğa karar verilmesinin de hatalı olduğu-
Dava konusu sözleşme, BK. hükümlerine tabi bir sözleşme olup, mevcut uygulamaya davacı uzun süre ses çıkarmamış ise, daha sonra somut olayda olduğu gibi, daha iyi şartlarda bir iş başvurusunun kabul edilmesinden sonra bu hakkın ileri sürülmesi MK.’ nun 2. maddesinde belirlenen iyi niyet kuralları ile bağdaşmaz ve hukuken himaye edilemez. Bu durumda mahkemece, objektif iyi niyet kuralları da gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekeceği-