Mahkemece; taleple bağlılık ilkesi nazara alınarak istemin, İİK'nun 169. maddesi gereğince ödeme iddiasına dayalı borca itiraz niteliğinde olduğu gözetilip, anılan madde doğrultusunda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, talep ve alacaklının bu yönde bir kabulü olmadığı halde takip konusu senetlerin kredi ilişkisi nedeniyle verildiği gerekçesiyle takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İİK.nun 169/a-6. maddesine göre; borçlunun itirazının reddi halinde itirazla birlikte takip durdurulmuşsa, borçlu diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edileceği, somut olayda, icra mahkemesince takip durdurulmadığından borçlular aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekeceği -
Borçlunun başvurusunun İİK.nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğu, kabulü halinde takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu bonoların vade tarihlerinin 06/11/1996-06/05/1997–01/11/1996 ve 09/05/1997 olduğu, Bankası lehine düzenlendiği, takibe ise Varlık Yönetimi tarafından geçildiği, ancak dosyadaki bilgi ve belgelerden, lehdar bankanın hangi tarihte TMSF'ye devredildiği, hangi tarihte alacakların varlık yönetim şirketine temlik edildiği bilgilerinin yer almadığı görülmete olup, mahkemece, senet lehdarı olan bankanın hangi tarihte TMSF'ye devredildiğinin, hangi tarihte takip konusu alacağın alacaklı şirkete temlik edildiğinin araştırılarak; takibe konu senet, fona devir tarihinden önce 3 yıllık zamanaşımına uğramış ise, istemin kabulüne, uğramamış ise fona devir tarihinden itibaren zamanaşımı 20 yıla uzayacağından ve varlık şirketine temlik tarihine göre de zamanaşımı tekrar 3 yıl olarak esas alınacağının gözetilmesi gerektiği-
Takip tarihinden önceki döneme ait olan işlemiş faizin fahiş olduğu iddiasının, İcra ve İflas Kanunu'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz olduğu, aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi uyarınca itirazın kabulü halinde takibin durmasına karar verileceği-
Davalının itirazında icra dosyasındaki asıl alacak ve fer'ilerine itiraz ettiği, bu niteliği ile davalının itirazı borca itiraz niteliğinde olup, itiraz kaldırılmadan tahliye kararı verilemeyeceği, bu nedenle davalı itirazının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazının kabulü halinde İİK.nun 169/5. maddesi gereğince takibin durdurulması gerekirken takibin iptaline hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile tescil istemine ilişkin davada, olayda, bonoların düzenlendiği tarihler itibariyle yürürlükte olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 345.maddesi hükmü uyarınca, küçüğün babası ile birlikte imzaladığı senetten dolayı sorumlu tutulabilmesi için bir kayyımın katılmasına ve hakimin onayına gerek bulunduğunun açık olduğu- Davacı, senedin düzenlendiği tarihte velayet altında bulunduğuna göre, aynı Kanunun 342. maddesi gereğince temsilinin velisine ait olduğu, o halde, takip dayanağı kambiyo senetlerinin tanzim tarihlerinde mümeyyiz küçük durumunda bulunan davacı........'nin, birlikte imza edenlerle beraber iş bu kambiyo senetlerinin bedelinden hamillerine karşı müteselsil borçlu sıfatıyla sorumlu tutulabilmesi için, Türk Medeni Kanunu'nun 345. maddesi gereğince bir kayyımın katılmasına ve hakimini onayı gerektiğine göre, bu hususun yerine getirilmediği gözetildiğinde, icra takiplerinin dayanağı bonolardan davacı .........'nin sorumlu tutulamayacağı, durumun kamu düzeniyle ilgisi olmasına göre, küçük ile birlikte imza koyanların sorumlu tutulmaları gerekeceği-
Borçlunun yaptığı zamanaşımı itirazı nedeni ile "icranın geri bırakılması" kararı verildiği anlaşıldığından, karar bu şekilde kesinleşmiş ise alacaklı tarafından İİK. mad. 169/6 gereğince genel hükümlere göre dava açılıp açılmadığı belirlenip, açılmış ve kesinleşmemiş ise bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Çekin ileri tarihli olarak düzenlendiği,ancak çeke atıf yapan İİK.nun 169/a maddesinde yazılı nitelikte bir belge  ile kanıtlanması halinde kabul edilebileceği-