Tahrifattan önceki keşide tarihi, vade tarihinden önce olduğundan ve bononun tahrifattan önce unsurları tam olduğundan, davacının bonodan dolayı borçlu bulunmadığını yazılı delille ispatlaması gerektiği-
Hakkında borçlu sıfatı ile takip yapılan çek lehtarı (ciranta), şikayet dilekçesinde, çeki ciro edip verdiğinde keşide tarihinde tahrifat ve düzeltme olmadığını, sonradan keşide tarihinde düzeltme yapılarak paraflandığını ileri sürmüş olup, çekin süresinde ibraz edilmediğini iddia etmemiş, keşide tarihinde yapılan düzeltmeden önceki keşide tarihine göre çekin, süresinde ibraz edildiği ve kambiyo vasfının bulunduğu anlaşılmış olup, bilirkişi raporuna göre, çekte tahrifat yapıldığı hususu da ispatlanamamış olduğundan, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Ticari vekilin vekaletnamesinde kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi varsa asil adına çek tanzim edebileceği- Çekin "vekaleten" imzalandığı yazılmasa da, vekalet verenin, vekil tarafından imzalanan çekten dolayı sorumlu olduğu- Sözlü olarak yetkilendirilme yapılmasının ise mümkün olmadığı-
Taraflar arasında faktoring sözleşmesi imzalandığı, alacaklının takibe konu bononun teminat senedi olarak düzenlendiği yönünde kabulünün bulunmadığı, senedin, teminat senedi olduğuna ilişkin iddianın alacaklının imzasını taşıyan ve senede açık atıf yapan yazılı belgelerle kanıtlanamadığı anlaşıldığından, mahkemece, itirazın reddine karar verilmesi gerektiği-
Dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği- İİK. mad. 169/a uyarınca, belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesinin mecburi olduğu-
İki imzanın da şirket kaşesi üzerinde olduğu, açıkta imzanın bulunmadığı durumda, şirket yetkilisinin senetlerden dolayı şahsen sorumlu olmayacağı-
Takip konusu senedin; “orijinal bir senet örneğinin tarayıcı yardımıyla bilgisayar ortamına yüklendiği ve daha sonra renkli bir yazıcı kullanılarak mevcut belge üzerine çıktı alınarak ilgili hanelerinin doldurulması suretiyle oluşturulduğuna” yönelik sahtelik iddiası yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesinin mümkün olmadığını-
Şirket yetkilileri tarafından vekaletname ile "senet düzenleme yetkisi verildiği", ancak, "açıkça kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediği" durumda, anılan vekaletnameye dayalı olarak tayin edilen vekil tarafından düzenlenen bonodan dolayı muteriz şirketin sorumlu olmayacağı-
Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeden borcun ödenmesinin itiraz ve şikayeti konusuz bırakamayacağı, borçlunun borca itirazının ve şikayetinin esastan inceleme yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği-
Asıl alacak miktarı, uyuşmazlık konusu değer temyiz sınırının altında kaldığında, verilen kararın temyiz kabiliyetinin olmadığı-