TMK'nun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devletin sorumlu olduğu, hazinenin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu-
Medeni Kanunun 1007. maddesi hükmüne göre tazminat istemine ilişkin davada,tazminat miktarının belirlenmesinde tapuda kayıtlı mülkiyet hakkının içi boşaltılan gayrimenkulün niteliğinin ve değerinin dikkate alınacağı, araştırma yönteminin taşınmazların arsa ya da arazi olmasına göre farklılık arz edeceği-
Dava konusu taşınmazın Kadastro Mahkemesinin kesinleşen kararı ile Hazine adına orman olarak tescil edilmesinden sonra, bu davanın 10 yıllık zamanaşımı geçtikten sonra, açılmış olmasına göre davanın reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Tapu sicillerinin tutulması ve oluşturulması kamu düzeniyle ilgili olup, taşınmaz sonucu olarak hakimin doğru sicil oluşturmakla yükümlü olduğu-
Tapu kaydının iptalinden (iptal ve tescilinden) kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin davanın, davacının taşınmaz mülkiyetini yitirdiğinin kesinleştiği (iptal ve tescil davası kararının kesinleştiği) tarihten sonra açılabileceği; mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle taşınmaz değerinin tespiti ve taşınmaz üzerinde bir bina var ise, kişinin yapılanmada iyi niyetli sayılıp sayılamayacağının tespiti bakımından bu binanın ne zaman ve hangi aşamada yapıldığının da gözden uzak tutulmamasının gerekeceği-
Somut olayda; çekişme konusu taşınmazların tesciline dayanak belgelere aykırı biçimde sicil oluşturulması Tapu Sicil Müdürlüğü’nün hatasından kaynaklandığından Tapu Sicil Müdürlüğü’ne izafeten Hazine’ye husumet düştüğü halde, hazine hakkında husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, Hazine yararına vekalet ücretinin hüküm altına alınmış olmasının da doğru olmadığı-
Tapu kaydının iptalinden (iptal ve tescilinden) kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin davada çekişme konusu taşınmazın bedelinin yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca saptanması, belirlenecek gerçek bedelin hüküm altına alınması gerekirken değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsiz olacağı-
Uygulama imar planı kesinleştikten sonra tapuya yansıması işlemi sırasında herhangi bir hata yapılmadığına göre, davalı Tapu Sicil Müdürlüğü’ne husumet yöneltilmesinin doğru olmadığı-
Kişiler arasında cereyan eden böylesi bir ihtilafta davalı Tapu Kadastro Müdürlüğü’ne husumet yöneltilemeyeceği, öte yandan; imar mevzuatı açısından ifrazın mümkün olup olmadığının belirlenmesinin kamusal nitelik taşımasının gerektiği, mahkemece, davanın kabul kararı ile dava konusu taşınmazların sadece malikleri değişmeyip, geometrik konumu ve miktarlarının da değiştiği, bu durumda, 3194 sayılı Yasa’nın 15 ve 16. maddeleri hükümleri çerçevesinde belediye encümen kararına dayalı olarak ifrazının mümkün olup olmadığının da belirlenmesinin gerekeceği-