-
“1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe
“Madde 1007 - Yürürlükteki kanunun 917 nci maddesini karşılamaktadır.
Hüküm değişikliği yoktur. Yürürlükteki maddenin ikinci fıkrasındaki ‘aledderecat’ sözcüğü, özel bir anlam olmadığından metinden çıkarılmıştır. Ayrıca maddeye bir üçüncü fıkra eklenerek Devletin sorumluluğuna ilişkin davaların, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görüleceği belirtilmiştir. Burada asliye hukuk mahkemesinin görevli mahkeme olması amaçlanmaktadır.
Yürürlükteki kanunda böyle bir hükmün bulunmaması, uyuşmazlık mah-kemesinin zaman zaman farklı kararlar vererek bu konuda bazen adlî mahkemeleri, bazen idare mahkemelerini görevli saymasına yol açmıştır. Maddeye konuan bu hükümle konu açıklığa kavuşturulmuştur.”
-
“1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe
‘Madde 924 - Madde, yürürlükteki kanunun 917. madde-sini karşılamaktadır. Birinci ve ikinci fıkralarda esasa ilişkin bir değişiklik yapılmamıştır. Buna mukabil maddeye bir üçüncü fıkra ilâve edilerek Devletin sorumluluğuna ilişkin davaların, tapu sicilinin bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde görü-leceği belirtilmiştir.
Yürürlükteki kanunda böyle bir hükmün bulunmaması, uyuşmazlık mahkemesinin zaman zaman farklı kararlar vererek bu hususta bazen adli mahkemeleri, bazan idarî mahkemeleri görevli saymasına yol açmıştır. Tasarıya konulan hüküm meseleyi açık çözüme bağlamış olmaktadır.’:
“III. Devletin sorumluluğu
Madde 924 - Tapu sicillerinin tutulmasından doğan bü-tün zararlardan devlet sorumludur.
Devlet, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan gö-revlilere rücu edebilir.
Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde görülür.”
-
“1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe
‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddelere uygun duruma getirilmiş, ifade sadeleştirilmiştir.
2) Biçim değişiklği: Aşağıda (kural değişikliği) bahsinde gösterilen gerekçe ile bu maddeye eklemeler yapıldığından, madde dört ayrı fıkraya bölünmüştür.
3) Hüküm değişikliği: Bu madde tapu kütüklerinin tutulmasında devletin doğrudan doğruya, yani hiçbir kusur aranmaksızın sorumluluğu prensibini koyan çok önemli bir mad-dedir. Bu nedenle burada (kusur sorumluluğu) prensibi uygulanmayıp (sebep sorumluluğu) prensibinin uygulanacağını açık olarak belirtmek gerekir ki, işte birinci fıkrada yapılan ifade değişikliği ile bu nokta belirtilmiştir. Maddenin üçüncü fıkrası, uygulamadaki tereddütleri gidermek ve bu konuda (adli yargı, idari yargı) mercii anlaşmazlıklarına son vermek için yeniden yazılarak bu maddeye eklenmiş bulunmaktadır. Maddenin dör-düncü fıkrası ise İsviçre Medeni Kanununun 955 inci madde-sinin son fıkrası esas alınmak suretiyle hazırlanıp bizim 917 inci maddeye eklenmiştir. Böylece Hazinenin, sorumlu memurlara rücu etmesi halinde zararını elde edebilmesi için (mükellef memur) yani kefalete bağlanmış memur kullanabileceği mad-dede belirtilmiş bulunmaktadır. Bu kefalet, bir kefil gösterilmesi suretiyle, (kişisel kefalet) olabileceği gibi, herhangi bir taşınmazın ipotek edilmesi yoluyla teminat gösterilmesi şeklinde (ayni kefalet) de olabilir.’:
“III. Tapu memurları
1. Sorumluluk
Madde 917 - Tapu kütüğünün tutulmasından doğan bü-tün zararlardan, doğrudan Hazine sorumludur.
Hazine, bu zararlara kendi kusurlariyle sebep olan tapu memur ve hizmetlilerine ve bunları doğrudan doğruya gözetip denetlemekle görevli olanlara sırasiyle, rücu hakkına sahiptir.
Hazinenin bu konudaki sorumluluğuna ilişkin davalara, adli mahkemelerde bakılır.
Devet, tapu memur ve hizmetlilerinden teminat isteyebilir.”