T.C.M.B tebliğleri gereğince, bankaların uygulayacakları azami faiz oranlarını serbestçe tespit ederek, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'na bildirmek zorunda oldukları, bildirilen bu oranların, bankaların mevduat kabulünde uygulayabilecekleri azami oranlar olup, fiilen uyguladıkları oranlar ile farklılık gösterebildikleri- O halde, mahkemece, ilam ve yasa maddesi nazara alınarak, devlet bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının, ilgili bankalar genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınarak yapılacak faiz hesabı ile sonuca gidilmesi gerekeceği-
Temyizen incelenmesi istenen kararın, ..... Sulh Hukuk Mahkemesinin satışın durdurulmasına ilişkin ek karar olup, ek karar tarihi itibariyle satışın durdurulması şikayetine ilişkin kararın istinaf incelemesine tabi olup, temyize konu karardaki izaleyi şuyu kararının onanması yasal anlamda ek karara ilişkin olmadığından ek karara yönelik istinaf talebi ilgili Bölge Adliye Mahkemesi dairesince incelenmesi gerekeceği-
Cumhurbaşkanlığının Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 32 sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Kararı'nın "...4000 USD kira yardımı ödemesine..." ilişkin aile mahkemesi ilamının aynen infazını ortadan kaldırır bir niteliğinin bulunmadığı-
Şikayetçi borçlu şirketin beş adet kredi sözleşmesinden dört tanesinde asıl borçlu olduğu, bir tanesinde müteselsil kefil olduğu, lehine ipotek verilen dava dışı şirketin ise bir adet kredi sözleşmesinde asıl borçlu, iki adet kredi sözleşmesinde müteselsil kefil, iki adet kredi sözleşmesinde ise yer almadığı, ipotek resmi senedinin incelenmesinde ise; ipotek veren şahıs adına kayıtlı taşınmaza, dava dışı şirketin, asaleten ve 3. kişilere olan kefaletinden/kefaletlerinden doğmuş-doğacak tüm borçlarını da karşılamak üzere ipotek tesis edildiği, verilen ipoteğin şikayetçi borçlu şirketi kapsamadığı, dava dışı şirket lehine tesis edildiği, başka bir deyişle şikayetçi şirketin ipotek resmi senedinde isminin geçmediği,  bu durumda; ipotek akit tablosu kapsamında teminat altına alınan kefalet borcunun da dava dışı şirkete ait olup, şikayetçi şirkete ait olmadığı gibi, şikayetçi şirketin lehine ipotek verilen asıl borçlu da olmadığı anlaşıldığından, şikayetçi şirket yönünden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamayacağı-
Anayasa Mahkemesi'nin 22/10/2020 tarihli kararı ile, İİK'nun -7141 s. K. m. 1. ile eklenen- 362/a maddesinin “5580 s. Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında faaliyet gösteren okullar ... taşınır ve taşınmaz malları ... içinde bulunulan öğretim yılı sonunda haczedilir.” bölümündeki "5580 s. Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında faaliyet gösteren okullar" ifadesi iptal edilmiş olup, bu iptal hükmünün Resmi Gazete'de yayımlanmasından 1 yıl sonra yürürlüğe girecek olsa da, Kanun koyucuya Anayasa'ya uygun yeni Yasa maddesi hazırlanması için verilmiş süre olup, bu süre iptal hükmünün uygulanmasını engellemeyeceğinden ,borçlunun şikayeti hakkında Anayasa Mahkemesi'nin anılan kararı da nazara alınmak suretiyle değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İlamın bölünerek birden fazla takibe konu yapıldığına ilişkin iddiasının süresiz olarak şikayet konusu yapılabileceği-
Takibin iptaline ilişkin kararın istinaf edilmesi üzerine ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, icra emrinin iptaline karar verildiği ve kararın bu şekilde kesinleştiği, aynı borçlu şirket adına başlatılan sonraki takibin de ayakta olduğu, davacı şirket aleyhine aynı ilama dayalı olarak aynı asıl alacağın talep edilmesi nedeniyle mükerrer takip yapıldığı anlaşıldığından, mükerrer olan takibinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
3. kişi konumundaki başka bir takip dosyası alacaklısının İİK 361. maddesine dayalı olarak iade talebinde bulunamayacağı- Üçüncü kişi tarafından yanlışlıkla yapıldığı iddia edilen bu paranın iadesi yargılamayı gerektirdiğinden, üçüncü kişinin ancak bir istirdat ya da sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak davası açabileceği-
"İcra müdürünün, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderileceği, kredi sözleşmesi kefillerine icra emri gönderilemeyeceği, alacaklı, kefillere karşı haciz (veya iflas) yolu ile ayrı bir takip yapabileceği" (İİK. m. 149) düzenlendiğinden, şikayet başvurusundan sonra takipten feragat edilse de, takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Şikayet dilekçesinde her ne kadar şikayetin nedeni usulsüz tebligat olarak belirtilmiş ise de; şikayet dilekçesinin içeriğinde takip borçlusunun tüzel kişiliği bulunmadığının, bu nedenle takip ehliyeti olmadığından bahsedildiğinin ve takibin iptalinin istendiğinin anlaşıldığı, şikayet dilekçesi içeriği ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, şikayetin takip borçlusunun tüzel kişiliğinin bulunmaması nedenine dayalı husumet ehliyetine ilişkin olduğunun kabulü gerekeceği, husumet ehliyetine ilişkin şikayetin, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re'sen dikkate alınacağı ve İİK.nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tabi olmadığı, o halde İlk Derece Mahkemesi’nce, şikayetin kabulü ile takip borçlusunun pasif husumet ehliyeti bulunmadığından takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-