Vücut veya sıhhat üzerine ika edilen zararlar için tazminat olarak mutazarrırın kendisine veya ailesine toptan veya irat şeklinde verilen veya verilmesi lazım gelen paralara ilişkin haczedilmezlik şikayetinin, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince yedi günlük hak düşürücü süreye tabi olduğu ve mahkeme tarafından re'sen göz önüne alınması gerekeceği, şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise sürenin tebliğ tarihinden başlayacağı, ancak tebliğ tarihinden daha önce öğrenmiş ise öğrenme tarihinden başlayacağı-
Şikayet eden alacaklının ............ tarihli icra memuru işlemini şikayete konu ettiği ancak Bölge Adliye Mahkemesince şikayete konu edilmeyen başka bir icra memuru kararı incelenerek sonuca gidildiği görülmekle her ne kadar temyize gelen borçlu ise de Bölge Adliye Mahkemesince şikayet konusu yapılmayan işlemin iptal edilmesinin doğru olmadığı- Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde istem özeti kısmında ........... tarihli işlemin iptalinin talep edildiği yazılmakla, değerlendirme kısmında başka tarihli icra müdürlüğü kararından bahsedildiği, hüküm kısmında ise bahsedilen kararın kaldırılmasına karar verilerek HMK’nın 297. maddesine aykırı olarak kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiği-
Alacaklının tercih hakkını kambiyo takip türünden yana kullanmış olması halinde, aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapamayacağı, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabi olduğu-
Borçlulara yapılan ödeme emri tebliğ işleminin muhatap borçlunun usulsüz tebliğ şikâyeti ile icra mahkemesine başvurması hâlinde, icra mahkemesince incelenebileceği, icra memurunun işlem ve kararlarının değiştirilmesi ya da iptali şikâyet yoluyla başvuru hâlinde icra mahkemesi kararı ile mümkün olduğundan, icra memurunun tebligatta maddi hata, eksiklik olduğundan bahisle verdiği karardan kendiliğinden dönerek bir karar veremeyeceği, icra müdürünün, icra mahkemesinin yerine geçerek tebligatın usulüne uygun olup olmadığını denetleme yetkisinin bulunmadığı-
İtirazın iptaline karar verilmesi üzerine, alacaklının itirazın iptali kararını icra dairesine sunarak itirazın iptaline karar verilen takip alacağı yönünden icra emri tebliğ edilmeksizin itirazın iptaline karar verilen takip alacağı kadar haciz yapılabileceği- Takip talebindeki alacak kalemleri arasında yer almayıp, itirazın iptali kararında hükmedilen inkâr tazminatı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti alacaklarının tahsili için borçluya icra emri düzenlenerek tebliğ edilmediğine göre, belirtilen alacak kalemlerinin dosya hesabına dahil edilerek bu miktar yönünden de haciz yapılmasının mümkün olmadığı- Borçlu icra mahkemesine başvurusunda icra emri gönderilmeden itirazın iptali kararında hükmedilen yargılama giderleri, vekâlet ücreti ve icra inkâr tazminatının da eklenerek dosya hesabı yapılarak malvarlığına haciz konulduğunu ileri sürdüğünden icra müdürlüğünce takibin devamına karar verilen takip alacağını aşan miktar yönünden iptali ile haczin bu miktar yönünden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Şikâyetçi borçlu tarafından icra dosyasına yapılmış bir ödeme bulunmayıp, dosyaya gelen paranın, borçlunun üçüncü kişi nezdinde banka hesabının haczedilmesi nedeni ile adı geçen banka tarafından yatırıldığı, bu nedenle haciz müzekkeresinin elden verilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından dosyaya yatırılan paranın alacaklıya ödenmesi iradi nitelikte bir ödeme sayılamayacağından, şikâyet tarihinden sonra dosya borcunun haczedilen banka hesabından ödenmesinin haczedilmezlik şikâyetinin esasının incelenmesine engel olmadığı, borçlunun haczedilmezlik şikâyetinin kabulü hâlinde, borçlu alacaklıya ödenen paranın iadesini talep edebileceğinden şikâyetin esasının incelenmesinde hukukî yararının bulunduğu, haczedilen paranın icra dosyasına ödenmesi nedeniyle icra müdürlüğünce haciz fekedilmiş olup, mahkemece haczedilmezlik şikâyetinin esasının incelenerek haczedilemeyecek bir para tahsil edilmiş ise iadesine olanak sağlanması gerekeceği-
"Takibe konu alacağın ilamsız icra yolu ile tahsilinin gerekip gerekmediği" hususu icra müdürlüğünce re’sen gözetilmesi gerektiğinden, "İİK hükümlerine göre ilamsız takip yapılamayacağı, ihtilafın idari yargının görev alanına girdiği" yönündeki iddianın, "borca itiraz" sebebi değil, "şikâyet" sebebi olduğu ve icra mahkemesince işin esasının incelenmesi gerektiği-
Bozma ilamında açıkça, "ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu ve ne kadar miktar için teminat teşkil ettiği ve bu nedenle de şikayet olunan fazla bu kadar verileceği gözönünde bulundurularak bu bedelin şikayet olunana verilmesi gerektiğinin" belirtilmesine karşın, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen şikayet olunan alacağı için bilirkişi hesabı yaptırılıp usuli kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde şikayetin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Ticaret şirketlerinde ortaklıktan çıkmaya ilişkin ilamların kesinleşmesinin sadece Kooperatifler Kanunu mad. 16/son gereği arandığı, bunun dışında ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve pay mülkiyet değişikliği sonucu doğuran ilamların kesinleşmeden takibe konulabileceği-
Alacaklının, dava açılması hâlinde ihalenin sonuçlanmasının uzun süreceğini söylemesinin ihaleye katılımı engel olabilecek nitelikte bir eylem olmadığı- İhaleye katılımın engellendiğine yönelik icra müdürlüğünce düzenlenmiş bir tutanak bulunmadığı gibi, resmi makamlara yapılmış bir başvuru da bulunmaması karşısında soyut tanık beyanlarının fesat iddiasının ispatı için yeterli olmadığı- Alıcı dışında üç kişinin daha ihaleye katılıp pey sürdüğünden, ihale bedeli dikkate alındığında zarar unsurunun da gerçekleşmediği- İcra takibinde "borçlu" sıfatını taşımayan şikayetçinin ve takip borçlusu olsa da taşınmazın maliki olmayan şikayetçinin, aktif husumet yokluğu nedeniyle meskeniyet şikâyetinde bulunamayacağı- Meskeniyet şikâyetinin süreden reddine ilişkin kararın temyizinin satışı durdurmayacağı-