İcra takibinin taraflarının da ‘taraf ehliyeti’ne sahip olmaları gerektiği- Jandarma Genel Komutanlığına tebligat yapılamayacağına dair şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
Takip konusu ilamda taşınmazın aynına ilişkin bir uyuşmazlık bulunmaması (taraflar arasında mülkiyete yönelik bir uyuşmazlık bulunmaması) halinde (davalının elatmasının önlenmesine ve ecrimisil ve kal’e, suya yönelik elatmanın önlenmesine kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ve taşınmazın yol olarak terkinine, kamulaştırma nedeniyle tapu kaydının iptaline, fuzuli işgal nedenine dayalı el atmanın önlenmesine ve ecrimisile, bina girişinde izinsiz ve kaçak olarak projeye aykırı şekilde yapılmış olan tadilatın kal’ine, kiralanmış taşınmazın tahliyesine, taşınmaz üzerinde bulunan muhtesata, ipotek bedelinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına dair) verilen kararların, taşınmazın aynına ilişkin sayılamayacağı ve bu nedenle kesinleşmeden takip konusu yapılabileceği–
Kefili bulunduğu borcu alacaklı bankaya ödeyerek alacağı temlik almış olan kişinin, dosyadaki alacağı "takip alacaklısı" sıfatıyla takip edebileceği–
Alacaklı lehtarın ölümünden sonra eşinin, kocasına vekaleten icra takibi yapamayacağı–
Gecikme zammı, niteliği itibariyle ‘faiz’ olmadığından, ilamda hükmedilen gecikme zammına, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği–
Takip dayanağı ilamda öngörülen “yasal faiz” deyiminin, Anayasanın 46. maddesine yazılı faiz düzenlemesini de kapsadığı–
Tenfizine karar verilen yabancı mahkeme ilamlarının Türk mahkemelerinden verilen ilamlar gibi icra olunacağı; takibe dayanak ilamın alacak ilamı olması nedeniyle infaza konulmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, sadece kararın temyiz edilmesinin, -2675 s. K.’nun 41/son maddesine (şimdi; 5718 s. K. 57/son maddesine) göre yerine getirmeyi durduracağı–
Alacaklının gerek "takip talebi" ve gerekse "ödeme emri"nde, «yabancı para alacağını hangi tarihteki kur üzerinden talep ettiğini açıklamamış olmasının takibin iptalini gerektirmeyeceği–
Yasa uyarınca icra kefilinin sorumluluğunun, kesinleşen takipteki asıl alacak ve kefilin eklentilerinin miktarı ile sınırlı olduğundan, asıl borçlu yönünden takip kesinleşmeden icra kefili hakkında takibi yürütür şekilde işlem yapılamayacağı–
İcra takibinde tahsil harcının yükümlüsünün borçlu, cezaevi harcının yükümlüsünün ise alacaklı olduğu–