Takip dayanağı ilamda “kamulaştırma bedelinin yasal faizi ile birlikte tahsiline” karar verilmiş olduğundan, ilamda oran belirtilmeyip “yasal faiz”e hükmedilmiş olması halinde, faiz oranlarının, uyuşmazlığa uygulanması gerekli yasada öngörülen şekilde belirlenmesi gerekeceği–
4969 sayılı Kanunun geçici ikinci maddesi gereğince; mahkemelerce verilecek tedbir kararlarının niteliğinin sadece aleyhlerine tedbir kararı verilen şirketlerin mal varlıklarının azaltılmasına yönelik rızai işlem ve eylemde bulunmalarını engelleyerek fon ile birlikte tüm alacaklıların haklarının korunmasına yönelik olduğundan, şirketlerden alacaklı olanların cebri icra yolu ile alacaklarını tahsil için icra takibi yapmalarına engel teşkil etmediği–
Konusu para alacağı olan icra takiplerinde takip konusu alacağın borçlu tarafından taksitler halinde ödenmesi durumunda icra tahsil harcının alınmasının, alacağın tamamının ödenmesinden sonraya bırakılamayacağı, icra müdürünün alacaklıya yaptığı her ödeme sırasında tahsili gereken bir harç miktarı bulunduğu takdirde bunu mutlaka ödeme anında tahsil etmesi gerekeceği–
‘Şikayet’in HUMK’un 179 (yeni HMK. 119) maddesinde yazılı şartları taşıması gerekmediği yani şikayetin ‘dava’ niteliğini taşımadığı–
Borçlunun icra mahkemesine alacaklının aktif taraf ehliyetinin bulunmadığı’ yönündeki talebinin ‘şikayet’ niteliğinde olduğu–
Belediyelerin niteliği gereği kendiliğinden kamuya tahsisli -İller Bankası payı, vergi, resim ve harçlar, cenaze arabası, ambulans, otobüs, itfaiye aracı vb... gibi- mal ve haklarına ilişkin haczedilmezlik şikayetinin süreye bağlı olmadığı–
Kısıtlı yetkili bir mahkeme olan icra mahkemesinin “ilam niteliğinde bulunan ipotek akdinin, Türk Medeni Kanununun belirli maddelerine uygun düzenlenmediği” gerekçesiyle “ipotek akdinin geçersizliği nedeniyle takibin iptaline” karar veremeyeceği–
İİK’nun 61/I maddesinin 2. cümlesi gereğince, takibin bir belgeye dayanıyor olması halinde, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi zorunlu olduğundan bu hususun İİK’nun 16. maddesi kapsamında bir şikayet olarak icra mahkemesince incelenmesi ve incelemenin sonucuna göre borçlunun şikayetini haklı bulan mahkemenin “ödeme emrinin iptaline” karar vermesi gerekeceği–