Borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiyesi tebliğ edildiği tarihte haberdar olduğu, şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığından, bu tebliğin usule uygun olup olmadığının incelenmesine gerek bulunmadığı- Borçlunun ödeme emri tebliğinden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süreden çok sonra icra mahkemesine yaptığı usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük hak düşürücü sürede yapılmaması nedeniyle reddi gerektiği-
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de, tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış ise aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamayacağı, bu hususun süresiz şikayete tabi olduğu-
Takip dosyasında, 3. kişinin istihkak iddiasından vazgeçtiğine ya da alacaklının bu iddiayı kabul ettiğine ilişkin bir beyan bulunmadığı gibi davaya konu haczin geçerliliğini koruduğu anlaşılmakla dava konusu edilen menkul malların yerinde bulunmaması halinde davanın konusuz kaldığından söz edilmesi mümkün olmadığı-
İcra Müdürlüğü’nün İİK'nın 97/1. maddesine ilişkin talebi üzerine icra mahkemesinin ancak  "takibin devamına" veya "talikine" karar verebileceği, icra mahkemesinin "İİK. 97 yerine 99. maddenin uygulanıp uygulanmayacağını" takibin taraflarının ya da 3. kişinin şikayeti üzerini değerlendirebileceği-
SGKnın harçtan muaf olduğu- Davacının dava açarken yatırdığı başvuru harcı, peşin harcın karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacıya iadesine, tebligat masrafının, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesinin kararını gerekçe hatası nedeni ile kaldırıp, uygun gerekçe ile yeniden esastan bir karar vermesi gerekirken, ilk derece mahkemesinin kararının sonucunun doğru olduğu gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
SGKnın harçtan muaf olduğu- Davacının dava açarken yatırdığı başvuru harcı, peşin harç ve tedbir talebi harcının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacıya iadesine, yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği-
Haciz borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği ticaret sicilde kayıtlı adresinde yapılmış olduğundan mülkiyet karinesinin borçlu lehine olduğu- İspat yükü üzerinde olan davacı üçüncü kişi şirketin ve borçlunun usulüne uygun tutulan defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda mahcuzlara ilişkin olarak sunulan fatura bedelinin davalı borçlu şirkete çekle ödendiği ve borçlu şirketin de aldığı çek ile kredi borcunu ödemiş olduğu, dolayısıyla aralarında gerçek bir satış ilişkisinin bulunduğu anlaşıldığından, üçüncü kişi davacının karinenin aksini ispat ettiği-
Bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte istenen yıllık %36 faiz oranı, yasal ya da ticari temerrüt faiz oranına denk gelmediğinden ve faiz oranına süresinde itiraz da edilmediğinden, alacaklının takipten sonrası için, yasal ya da avans faiz oranının uygulanmasını istediği sonucuna varılamayacağı- Dolayısıyla, takip tarihinden sonraki dönem için işleyecek faizin belirlenmesinde, değişen oranlarda avans faiz oranlarına göre hesaplama yapılması mümkün olmayıp; kesinleşen yıllık %36 oranı esas alınması gerektiği-
İhtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, mahkemece itirazın iptali davasında icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmiş olmasının ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirmeyeceği, o halde mahkemece, takibe dayanak ihtiyati haciz kararının ayakta olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-