7226 sayılı Kanun’un Geçici maddeleri ile , dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler 30.04.2020 tarihine kadar durdurulmuş olup, 30.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’na göre de, 7226 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen durma süresinin 01.05.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 15.06.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar uzatıldığı, somut olayda borçlular 12.06.2020 Tarihinde İcra Mahkemesi’ne başvurarak ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve ödeme emrinin tebliğ tarihinin, usulsüz tebligatlardan haberdar oldukları 18.05.2020 Tarihi olarak düzeltilmesini talep ettikleri, söz konusu tarihlerin Covid-19 salgın hastalığı sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla belirlenen durma süresi içerisinde kaldığı, dolayısıyla şikayetin süresinde yapıldığının anlaşıldığı, o halde; İlk Derece Mahkemesi’nin şikayetin kabulüne yönelik kararının yerinde olduğu-
Her ne kadar ödeme emri borçlu şirkete Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine aykırı olarak tebliğ edilmişse de; alacaklı tarafından dosyaya sunulan ............ Tarihli protokolün 3. ve 7. sayfalarında İcra dosya numarası ve dosya alacaklısının açıkça belirtildiği, şikayetçi borçlu şirketin de protokolün taraflarından biri olduğu ve protokol altındaki imzasını inkar etmediği, bu nedenle ............... tarihli ödeme emri tebligatı usulsüz olsa da alacaklı tarafından sunulan protokol doğrultusunda borçlu şirketin ............ tarihinde takipten haberdar olduğu, eldeki davanın ise ................... tarihinde açıldığı ve şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılmadığı anlaşıldığından, şikayetin yasal süre aşımından reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayet edene hesap kat ihtarı tebligatı yapılmış olmakla, her ne kadar tebligat usulsüz ise de borçlu tarafından en geç icra emri tebliğ tarihinde bu husustan haberdar olunduğu nazara alındığında şikayet süresinde olmadığı gibi, borçlunun dava dilekçesinde getirdiği kat ihtarnamesine ilişkin tebligat usulsüzlüğü şikayetini, istinaf başvurusunda ileri sürmediğinin görüldüğü, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince re'sen kat ihtarı tebligatı usulsüzlüğü değerlendirilemeyeceğinden borçlunun istinaf dilekçesi içeriği gözetilerek sair istinaf sebeplerinin incelenmesi ile yetinilmesi gerekeceği-
Haczin kaldırılmasına ilişkin icra mahkemesi kararlarının kesinleşmeden infaz edileceği- Daha önce haciz kabil olmayan bir malın, daha sonra durum ve şartların değişmiş olması hâlinde haczi kabil hâle gelebileceği- Alacaklı vekili "borçlu belediyeye ait haciz talep ettiği araçların belediye meclis kararı ile fiilen kamu hizmetinde kullanılma durumunun ortadan kalktığını" ileri sürdüğünden, mahkemece bu husus değerlendirilerek, icra müdürlüğünün haciz talebinin reddine ilişkin kararının yerinde olup olmadığının incelenmesi gerektiği-
Takip alacaklıları tarafından yine dava dışı borçlu şirket aleyhine başlatılan tazminat alacağı konulu ilama dayalı takipte, alacaklı vekilinin talebi ile şikayetçi Güvence Hesabı aleyhine borç muhtırası tebliğ edildiği, her ne kadar şikayetçi, takibin tarafı olmasa da dava dışı şirketin tüm branşlardaki ruhsatlarının 5684 sayılı Kanun'un 20. maddesine istinaden .............. tarihinde iptal edildiği ve yönetiminin Güvence Hesabına devredildiği ve dolayısıyla hukuki sorumluluğu olduğu anlaşılmakla, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu gereği şikayetçiye icra müdürlüğünce muhtıra gönderilmesinde usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığı, o halde mahkemece, şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklının, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış ise aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapamayacağı, bu hususun süresiz şikayete tabi olduğu-
Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla birlikte, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının ihalenin feshi aşamasında incelenmesinin mümkün olduğu, ancak yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanların, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemeyecekleri, o halde, borçlu tarafından icra dosyasında alınan kıymet takdir raporuna karşı daha önce itiraz edilmediği gibi satış ilanının tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde de itiraz yoluna başvurulmadığı ve başkaca bir fesih nedeni de bulunmadığı anlaşılmakla yazılı gerekçeyle ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacı MALİYE BAKANLIĞI ÖZELLEŞTİRME İDARESİ BAŞKANLIĞI harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığı-
Borçluya gönderilen icra emri, ilama veya takip talebine aykırı ise, borçlu icra emrinin veya ilamlı icra takibinin iptali veya düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurabileceği-
Her ne kadar borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklının, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış ise aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapamayacağı, bu hususun süresiz şikayete tabi olduğu-