İlama uygun olarak ticari kredi oranlarını geçmemek üzere avans faiz oranları üzerinden hesaplama yapılmış ise de, hesaplamada yılı içeren dönem Yargıtay uygulamasına göre 365 gün olması gerekeceği-
Borçlular vekilinin, ilamda aparman yönetimine borcun ödenmesi hüküm altına alınmasına rağmen, yönetici tarafından takip yapılmasının usulsüz olduğuna yönelik şikayeti ilama aykırılık şikayeti olup süresiz olarak incelenmesi gerekeceği-
Borçlu aleyhine yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takipte, borçlu adına eşinin vekili tarafından icra takibine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinde vasi tayini davasının açıldığının belirtildiği, takibe borçlunun tam ehliyetsiz olması, tesis edilen ipoteğin geçersiz olduğu sebepleriyle itiraz edildiğinin bildirildiği, daha sonra vasi tayinine ilişkin Sivas 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen kararın da dosyaya ibraz edildiği, İcra Müdürlüğü'nce süre verilerek tamamlatılması mümkün olan vasi tayinine ilişkin ilamın ibraz edilmediğinden bahisle İcra Müdürlüğü'nce mevcut itirazın reddine dair verilen 23.12.2011 tarihli kararda isabet bulunmadığı, bu durumda şikayetin kabulü ve 23.12.20011 tarihli İcra Müdürlüğü kararının iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Şikayet konusu işlemin esas İcra Dairesi olan İstanbul 35. İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyasına ilişkin olması nedeniyle inceleme görevinin bu İcra Dairesi'nin bağlı olduğu İcra Mahkemesi'ne ait olması gerekeceği-
"Kredi kartı sözleşmesi" kapsamında alındığı iddia edilen limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip, borçlulara İİK'nun 150/ı. maddesi kapsamında icra emri gönderilemeyeceği, alacağın varlığı ve miktarı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından, bu yöne ilişkin şikayetin ilamlı icra takibine aykırılık içinde ve süresiz olduğunun kabulü gerekeceği-
Tarafın bilinen son adresine tebligat çıkarılmadan mernis adresine tebligat yapılmasının tebliği usulsüz hale getireceği-
Her ne kadar şikayet dilekçesinde gecikmiş itirazdan da söz edilmekte ise de; İİK’nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazın kabulünün öncelikle usulüne uygun tebligat yapılmış olmasını gerektireceği, 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi (mülga 1086 sayılı HUMK'nun 76. maddesi) uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve uygulanması gerekli kanun hükmünü de saptayıp, çekişmeyi gidermek hakime ait olduğundan ve özellikle borçlu vekilinin 10.01.2013 tarihli beyanından başvurunun, usulsüz tebliğ şikayeti olarak kabulünün gerekeceği, mahkeme kararında bu nitelemenin yanında gecikmiş itirazın kabulü şeklinde de hüküm kurulmuş ise de; bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Lehine nafakaya hükmedilen çocuklar yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocukların alacaklı yanında bulunması gerektiği-
Dayanak belge örneklerinin ödeme emrine eklenmemesi şikayetinde; mahkemece, sadece, ödeme emri tebliğ işleminin iptali ile yetinilmesi gerekirken, ödeme emrinin iptaline karar verilmiş olması hükmün bozulmasını gerektirir ise de; bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Dosya borcunun şikayet tarihinden sonra ödenmiş olmasının işin esasına girilmesine engel olmayacağı-