Hüküm içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu- İlamın infaz edilecek kısmının yorum yoluyla belirlenemeyeceği- Bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılmasının zorunlu olduğu -
Şikayete konu takibe, alacaklı olarak İş Ortaklığının taraf olduğu, adi ortaklığın tüzel kişiliği ve dolayısıyla fiil ehliyeti bulunmadığından adi ortaklık tarafından yapılan takibin ve çıkarılan ödeme emrinin hukuken geçerliliğinin bulunmadığı-
Alacak üzerindeki tasarruf yetkisinin, takibe başlandıktan sonra dosya alacağını temlik alana geçmiş olduğu, temlik edenin alacak üzerinde artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından (kalmadığından), pasif husumet ehliyeti bulunmayan hakkında aynı ilamdan kaynaklanan vekalet ücreti için takip yapılamayacağı-
Alacaklı banka tarafından kredi sözleşmesi, ipotek akit tablosu ve hesap kat ihtarına dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapıldığı ve borçluya ait taşınmazın alacağına mahsuben alacaklı bankaya alacak miktarı için ihale edildiği, bu miktar üzerinden KDV ve damga vergisi alınamayacağı- KDV ve damga vergisinin alacaklının alacağını aşan miktar üzerinden hesaplanması gerekeceğinden, icra müdürlüğünün satış bedelinin tümü üzerinden KDV ve damga vergisi alınmasına dair işlemi yasaya aykırı olduğundan, mahkemece şikayetin kabulünün gerektiği-
Dosya borcunun ödenerek, icra dosyasının infaz edilmiş olmasının borçlunun icra mahkemesi nezdindeki şikayetinin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü öğrenme tarihine göre 7 günlük sürede icra mahkemesinde ileri sürmesi gerektiği-
İcra müdürlüğünce yapılan dosya hesabında esas alınan faiz oranının fahiş olduğuna yönelik şikayetin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 88. ve 120. maddeleri uyarınca değerlendirileceği-
Usulsüz tebligata ilişkin şikayetin, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekeceği-Mahkemece; öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınıp, tebligatın usulüne uygun olup olmadığı yöntemine uygun olarak incelenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, Anayasa Mahkemesi’nin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 sayılı Kararı gereğince, icra harçları ve icra vekalet ücretinin nispi hesaplanması gerektiği nazara alınarak, borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kişiye öncelikle bilinen en son adresi esas alınarak tebligat çıkartılması, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, adresin adres kayıt sistemindeki adresi olduğu ve tebligatın Tebligat Kanunu 21/2 ye göre yapılacağına ilişkin şerh verilerek tebligat yapılması gerekeceği-