İİK'nun 38. maddesi hükümleri icra kefaletlerinin müteselsil kefalet hükmünde olduğu ve ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi bulunduğu, icra kefilliğine ilişkin düzenlemeler ilamların icrasına ilişkin hükümlere tabi olduğu - İcra kefaletinin Borçlar Kanunu'na göre geçerli olmadığından icra emri gönderilemeyeceği şikayeti, takip konusu belgenin ilam hükmünde belge olmadığı şikayeti olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu-
Alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği- Bu konudaki başvurunun, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olduğu, anılan hüküm emredici nitelikte ve kamu düzeni ile ilgili olmakla, borçlunun aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca süreye bağlı olmaksızın icra mahkemesine başvuru hakkının bulunduğu-
İcra ve İflas Kanunu kapsamında kapak hesabına şikayetin her zaman ve ancak icra hukuk mahkemesinde yapılabileceği-
Haciz, satılarak paraya çevrilmesi zorunlu mala değil, borçlunun üçüncü kişi bankada bulunan hesabındaki paraya konulduğunda, bu paranın satılarak paraya çevrilmesinin söz konusu olmadığı, ancak İİK'nun 106. maddesinin son fıkrasına göre borçlunun üçüncü kişilerdeki alacağının taşınır hükmünde olduğu, para alacağı haczinde satış talebi söz konusu olmadığından haczedilen paranın icra dosyasına gönderilmesi talebinin satış talebi yerine geçeceği-
Şirketi temsile müştereken yetkili diğer ortağın, davacı şirket yetkilisi ile arasında husumet bulunduğuna göre; takip sebebiyle borçlu şirketin taşınmazlarının satışının yapılıyor olması gibi acil nitelikteki iş sebebiyle davacı ortağın tek başına dava açabilmesi gerektiğinin kabul edildiğinden, mahkemece; şikayetçi ortağa süre verilerek, şirkete kayyum tayin ettirmesi ve kayyumun da icazeti sağlandıktan sonra ihalenin feshi şikayetine devam edilmesi gerektiği-
İhyası istenen dosyanın arşivde 3 yıllık saklama süresi dolan dosyalardan olup olmadığının araştırılması gerektiği- Yöntemine uygun olarak imha edilen icra dosyalarının da ihyasının mümkün olduğu-
İhyası istenen dosyanın yangında mı yandığı, yoksa  arşivde 3 yıllık saklama süresi dolan dosyalardan mı olduğu araştırılarak, yanan dosyalar arasında ise ihyasına yasal bir engel olmadığının gözetilmesi; dosyanın saklama süresi dolan dosyalardan olduğu anlaşılırsa, 128/1 s. genelgeye uyarınca arşivde saklama süresinin dolup dolmadığı, imha tutanağının anılan süre dolduktan sonra düzenlenip düzenlenmediği ve süresinde Seka'ya gönderilip gönderilmediğinin  tetkik edilmesi gerekeceği- Yöntemine uygun olarak imha edilen icra dosyalarının ihyasının mümkün olduğu-
Takip borçlusunun ölümüyle mirasının hakkı oranında, takip alacaklısıyla itiraz edene intikal etmesi durumunda, alacaklının, alacaklı-borçlu sıfatının birleşmesi nedeniyle miras hissesi oranında borcun sona ereceği-
Borçluya ödeme emri tebliği gerçekleşmedikçe, icra müdürünün haciz talebini kabul etmesinin takibin kesinleştiği anlamına gelmeyeceği-
İcra müdürlüğünce, tapu sicil müdürlüğüne haczin fekkedildiğine ilişkin bildirim yapılması üzerine eski tarihli hacizler kalkmış olup hukuk sistemimizde haczin ihyası şeklinde bir müessese bulunmadığı, bu durumda  haciz tarihi olan 27.02.2014  tarihinde taşınmazın mülkiyeti üçüncü kişi şikayetçiye ait olup borçlu adına kayıtlı olmadığından taşınmaz tapu kaydına konulan haciz işleminin yasaya aykırı olduğu-