Şikayetçi borçlu, vekil ile temsil edilmediği halde, vekil varmış gibi lehine ücret-i vekalet takdiri yapılmış olup, isabetsiz olacağı-
Şikayetçinin süresi içinde itirazda bulunarak takibi durdurmuş olması, ödeme emrine, takibe dayanak belgelerin eklenmemesi nedeniyle şikayette bulunmasına engel olmayacağı-
Nafaka alacağı nedeniyle başlatılan icra takibinde yapılan hukuki yardımdan kaynaklı vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 11/1. maddesi atfıyla uygulanması gereken 3. kısmına göre belirlenecekken nafaka davalarında uygulanacak 9/1. maddesine göre icra vekalet ücretinin hesap edilmesinin hatalı olduğu-
Borçlunun haline münasip ev alabileceği miktarın, mahcuzun değerinden az olduğu nazara alınarak, mahcuzun satılarak borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği değerden az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
3. kişi bankaya gönderilen haciz ihbarnamesinin sonuç doğurabilmesi için İİK' nun 89. maddesindeki prosedürün tamamlanması gerekmekte olup, prosedür tamamlanmadan borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılması ve paranın gönderilmesinin istenmesinin mümkün olmadığı-
İcra kefili olan şikayetçiye, asıl borçlu yönünden takip kesinleşmeden icra emri gönderilmesi usulsüz olup, mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Anayasanın 4709 sayılı Yasa ile değişik 46/son maddesi hükmüne göre kesin hükme bağlanan (kesinleşmiş) kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin uygulanmasının talep edilebileceği- Henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedeli için 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı uygulanamayacağı ve bu oranın kararın kesinleşme tarihinden sonrası için hesaplamada dikkate alınacağı-
Gerekçenin aynı kararın hüküm fıkrasına uygun olması gerekeceği-
Satış ilanının davacının resmi tebligat adresi yerine o adres dışındaki adreste tebliğ edilmesi durumunda; kişi tebliğ evrakını almayı kabul ettiğinden, tebligat bizzat kendisine tebliğ edilmekle tebligatın usulüne uygun olduğu, bu durumda ihalenin feshi isteminin reddi gerekeceği-
Boşanma hükmünün kesinleşmesi halinde eklentilerin (yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için eklentiler yönünden kararın kesinleşmesi gerekmeyeceği-