Takip borçlusu tarafından muris ..............'a ait mirasın reddedilmesi sebebiyle TMK 611. madde hükmünce mirasın, altsoyu olan ve mirası reddetmeyen çocuklarına geçeceği, zira bir önceki zümrede mirasçı bulunmasının bir sonraki zümrenin mirasçılığına engel olduğu, bu durumda muris ...........'dan borçlu ...........'a intikal edecek hisse kaydına konulan haczin kaldırılması isteminin, çocukları tarafından istenebileceği, dolayısıyla takip borçlusuna intikal edecek hisse kaydına konulan haczin kaldırılması isteminde bulunan şikayetçinin muris ........... mirasçısı sıfatı ile taşınmazda hissedar olsa da, hisse kaydına haciz konulan ..............'ın mirası reddi sebebiyle TMK 611. madde gereğince mirasın intikal edeceği kişilerden olmadığı, o halde mahkemece şikayetçinin işbu şikayette aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ticari ve iktisadi bütünlük kararı ile şirketlerin ülke ekonomisine yeniden kazandırılmaya çalışılması, şirketlerin iktisadi faaliyetlerini sürdürmesi, üretim ve istihdama katkı sağlaması hedeflendiğinden karar tarihinden itibaren iki yıl içerisinde bütünlüğe dahil olan işletmenin menkul, gayrimenkul, hak ve alacaklarının, üçüncü kişilerdeki alacaklarının haczinin mümkün olmadığı-
7176 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle 04.11.1983 tarih ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen geçici 14. maddesinde; “Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 4.11.1983 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiilî el konulması veya hukuki el atılması sebebiyle mülkiyet hakkından doğan taleplere dair bedel ve tazminata ilişkin davalarda verilen mahkeme kararları kesinleşmedikçe icraya konulamaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takipleri kesinleşmiş mahkeme kararı ibraz edilinceye kadar durdurulur. Aynı Kanunun 22/1-b maddesi gereğince Kanun yayımı tarihinde, yürürlüğe girer” düzenlemesinin yer aldığı- Temyiz incelemesi sonrası kanun değişikliğinin yapıldığı ve yürürlüğe girdiği, şikayete konu takip tarihinin 31.05.2019 olup, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen geçici 14. maddesinin yürürlük tarihi olan 12.06.2019 tarihinden önce olduğu, alacaklı tarafından takip başlatılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına dair verilen kararın isabetli olduğu, takip durdurulmuş olmakla durdurma kararından önceki hacizlerin fekkine dair yasal düzenlemede bulunmadığı-
Gecikmiş itirazdan bahsedebilmek için ödeme emri tebliğ evrakının usulüne uygun tebliğ edilmesi gerektiği- Davacı borçlunun iş yeri adresine çıkartılan ödeme emri tebliğ evrakının, muhatabın geçici olarak çarşıda olması nedeniyle muhatapla aynı konutta oturan görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş ve ehliyetli olan daimi işçisi ............ imzasına tebliğ edildiği, tebligatı olan borçlunun işçisi olmasına rağmen tebliğ evrakında konut diye bahsedilmesi sebebiyle tebliğ işleminin usulsüz olduğu, Tebligat Kanununun 32. maddesine göre tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağından, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Bir davada uygulanması gereken bir kanun maddesinin, iptal edilmiş ise, eldeki davada artık uygulanmayacağı- İlgili yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar takibe dayanak ........... İdare Mahkemesi'nin ............. sayılı ilamının.............. tarihinde takibe konulduğu ve takip tarihi itibariyle kesinleşmediği sabit ise de; Dairemizce yapılan temyiz inceleme tarihi itibariyle ilamın takibe konu edilmesi için kesinleşme şartı aranmadığı dolayısıyla borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra müdürünün haklı nedenlerle verdiği karardan dönebileceği- Somut olayda dosya üzerine haciz konulduktan sonra dosya üzerine haciz konulduktan sonra feragat edilmesinin haciz alacaklılarının haklarını etkilemeyecek olması ve ilk verilen kararın dosya kapsamına ve kanuna aykırı olması halinde icra müdürünün kendi kararından dönmesinin mümkün olması karşısında şikayete konu kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Şikayet konusu işlemin İİK'nın 363. maddesinde belirlenen kesin nitelikteki kararlardan olmadığı anlaşılmakla, mahkemenin .............. tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek esasa yönelik inceleme yapılmakla; takibin ilamlı icra takibi olduğu ve borçluya icra emrinin tebliğ edilerek takibin kesinleşmiş olduğu, şikayetçinin açmış olduğu takibin iptali davası hakkında açılmamış sayılmasına karar verildiği ve bu kararın da kesinleşmiş olduğu, kaldı ki, İcra Mahkemesince verilen kararların istisnalar haricinde kesinleşmesi gerekmediği, bu sebeple söz konusu istemin de kesinleşmesinin gerekmediği, yine dayanak ilamdaki bilirkişi raporunun hatalı düzenlendiği iddiasının ve Orman İdaresinin zararının olmadığına yönelik bilirkişi raporunun dar yetkili icra mahkemesince değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, İcra Müdürlüğü ve mahkemelerin ilamı aynen uygulamakla yükümlü olduğu, kesinleşmiş ilam ve takip gereğince şikayetçiye gönderilen ihtarnamede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
Borçlunun isteminin, İİK'nın 16 ncı maddesine dayalı şikayet niteliğinde olduğu, bu maddede tazminat öngörülmediğinden alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmemesinin isabetli olduğu-
Ödeme emrinde faiz türünün reeskont avans faizi olarak belirtilmiş olduğu, borca itirazın İİK'nın 169/a maddesinde belirtilen belgelerden biriyle ispatlanamamış olduğu ve İlk Derece Mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davası üzerine asliye hukuk mahkemesince gerçekleşen tazminat miktarına ve yasal faize hükmedilmiş olmasına rağmen, icra dairesince düzenlenen icra emrinde "ilamın kesinleşme tarihinden sonra, kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizin işletilmesinin" (Anayasa; 46/ son) yasaya aykırı olmadığı-