Meskeniyet şikayetinin, İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra olduğu, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığı-
Muteriz borçluların murisinin ............ tarihinde vefat ettiği, 3 gün ve 3 aylık süre dolmadan .............. tarihinde muris borçlu aleyhine başlatılan takipte, borçlunun öldüğünün anlaşılması üzerine, mirasçılarına ödeme emri tebliğ edildiği, yapılan takibin İİK'nın 53. maddesine aykırılık teşkil ettiği İİK'nın 16/2. maddesi uyarınca şikayetin süresiz olduğu, mahkemece, kamu düzenine aykırılık teşkil eden bu husus re'sen dikkate alınarak İİK'nın 53. maddesine aykırı olarak takip yapıldığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi gerektiği belirtilerek mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında şikayetin kabulüne, takibin iptaline karar verilmesinin yerinde olduğu-
Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, yetki itirazına ilişkin mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında artık borçluların takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmadığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu, bu nedenle ödeme emrinin vekile tebliğinde usulsüzlük bulunmadığı-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipten ayrı olarak aynı kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılması halinde alacak tek olduğundan her iki dosyada yapılan tahsilatlar birlikte değerlendirilerek tek tahsil harcı alınmasının gerekeceği- Aksi taktirde mükerrer harç tahsili söz konusu olacağı- Mahkemece, aynı alacak için başlatılan kambiyo takibinde tekrar tahsil harcı alınamayacağı, aksi halde mükerrer harç tahsilatına sebebiyet verilmiş olacağına ilişkin tespit yerinde olduğu-
Satış ilanının tebliğinden itibaren yasal 7 günlük hak düşürücü sürede şikayet yoluna başvurmayan davacıların artırmaya hazırlık işlemleri ile ilgili ihalenin feshi davasında bu hususları ileri süremeyeceği-, Kendisinden başkalarına tebligat yapılmadığı ya da usulsüz tebliğ edildiği iddialarının ancak ilgilisi tarafından ileri sürülebileceği- Dosya kapak hesabına ilişkin şikayetin fesih sebebi olmadığı- İhale tarihinden önce alacağı temlik eden .............. Anonim Şirketi'nin karar başlığında davalı olarak gösterilmesinin mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olduğu-
Şikayet dilekçesinde müflis borçlu şirket adına talepte bulunulduğu, satış ilanının borçluya tebliğ edilmediği, ihaleden 07.02.2022 tarihli ikinci alacaklılar toplantısı ile haberdar olunduğunun beyan edildiği, daha önce öğrenildiği ispatlanamadığından 08.02.2022 tarihinde yapılan şikayetin süresinde olduğu- Satış memurunun kendiliğinden ihaleyi durduramayacağı, ihalede usulsüzlük bulunsa dahi satışın düşürülmesine karar veremeyeceği, bu nedenle mahkemece asıl İcra Müdürlüğünce satışın düşürülmesine karar verildiğinden bahisle davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin yerinde olmadığı- Borçlu şirketin 24.01.2020 günü saat 11:45 itibari ile iflasına karar verildiği, iflas kararının 01.07.2020 tarihinde kesinleştiği, borçlu hakkında bu tarihten sonra, 13.08.2021 tarihinde, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, bunun İİK'nın 193. maddesine aykırı olduğu, bu aykırılığın kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle mahkemelerce re'sen gözetilmesi gerektiği- Satışın muhammen bedelin üzerinde gerçekleşmesinin de sonuca etkili olmadığı, bu nedenle mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin ve şikayetin süresinde olmadığının kabulünün isabetsiz olduğu- Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulmasının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu-
Mirasçı sıfatıyla takip yapılanın, takip tarihi itibariyle 18 yaşından küçük olduğu ve fiil ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından, kamu düzenine ilişkin bu hususun her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebileceği ve icra müdürü ile icra mahkemesinin bu işlemlerin geçersizliğini kendiliğinden gözetmesi gerektiği- Şikayetçi yönünden icra takibinin iptali gerekirken, imzaya itirazın incelenmesine geçilerek takibin durdurulmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Aynı alacak için hem bonoya dayalı takip hem de  tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması- Alacaklının 150/c şerhinin kaldırılması talebi alacağın tamamının haricen tahsil edildiğine karine teşkil etse de, dosyanın infazen kapatılması için açıkça takipten vazgeçilmesi, alacaktan feragat edilmesi veya dosya borcunun tamamının ödenmesi gerektiği- Alacaklının her iki takip dosyasındaki talepleri incelendiğinde; alacaklının "takipten açıkça vazgeçtiğine" veya "alacağından feragat ettiğine" dair herhangi bir beyanın olmadığı, tahsil harcının ödenmesinin borcun ödendiği anlamına gelmeyeceği göz önüne alınarak şikayetin reddine kararı verilmesi gerektiği-
Haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu ve yeterli olduğu- Tapu kaydının iptali ile taşınmazın şikayetçiler adına tesciline karar verildikten sonra, taşınmazın şikayetçiler adına tescilinin yapıldığı tarih haciz tarihinden sonra olduğundan, şikayetçilerin belirttikleri nedenlere dayalı haczin kaldırılması isteminin ancak genel mahkemede açılacak davada tartışılabileceği-
Borçlu firma hakkında dokuz adet haciz dosyasının bulunmasının yanı sıra, adı geçen firmanın da söz konusu firmadan alacaklı olduğu, borçlu duruma geldiğinde belirtilen işlem sırasına göre haciz konulan icra dosyaları için sırasına göre ödeme yapılacağının ve listede belirtilen haciz dosyaları sona erdiğinde ............ İcra Dairesi ............. Esas sayılı dosyası ile ilgili işlem yapılacağının bildirildiğinin görüldüğü, bu durumda icra müdürlüğünce sıra cetveli düzenlenmesi gerekmekte olup, sıra cetveli yapılması halinde ilgilisi tarafından sıra cetveline itiraz hakkı mevcut olduğu, icra takibinin tarafı olmayan 3. kişiler tarafı olmadıkları icra takibindeki işlemlerin iptalini şikayet yoluyla icra mahkemesinden isteyeceği, davacı 3.kişinin kendisine bildirilen takip dosyasına ödeme yaptığında borcundan kurtulacağına göre bu şikayeti yapmakta aktif husumetinin ve hukuki yararının olmadığı-