İlamın kesinleşmeden icraya konulamayacak ilamlardan olduğu yolundaki değerlendirme doğru olmakla birlikte dava dilekçesinde şikayet edenin takibin iptalini talep etmeyip icra emrinin iptalini talep ettiği, dolayısıyla talep aşılmak suretiyle takibin iptaline karar verilmesinin yerinde olmadığı, ancak bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
KDV, damga vergisi, tellaliye, tahsil harcı, ceyh, ayrıca teslim masraflarının ödenmesine ilişkin İİK'nın 130. maddesi kapsamında verilecek sürenin İcra Müdürlüğü tarafından en fazla on gün olacak şekilde takdir edileceği, bu konuda yerel icra müdürlüğünün ............ Talimat sayılı dosyasında yedi günlük süre verilmesine yönelik kararın hukuka uygun olduğu-
6 aylık itirazın kaldırılması davası açma süresinin itirazın alacaklıya tebliği ile başlayacağı- Borçlunun "itirazın iptali için davası açmak adına arabuluculuk süreci işleten alacaklının itirazdan haberdar olduğunu" ilişkin savunmasına itibar edilmediği-
Dairemizce, ilamsız icra takiplerinde mükerrerlik iddiası, borca itiraz niteliğinde görülerek, bu itirazın İİK’nın 62. maddesi gereğince icra dairesine yapılması gerektiğine dair görüş istikrarlı şekilde uygulanmış ise de, derdestliğin HMK’da dava şartı olarak düzenlenmesine ve bu hususun Yargıtay Büyük Genel Kurulunun içtihadı birleştirme kararı ile de benimsenmesine paralel olacak şekilde görüş değişikliğine gidilerek, icra takibinin ilamlı ya da ilamsız olduğuna bakılmaksızın, mükerrer takibin iptali talebinin, takip şartı olarak değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak icra mahkemesine şikayet yolu ile getirileceği, söz konusu şikayetin ise süresiz olarak ileri sürülebileceği sonucuna varıldığı- Borçluların, aleyhlerinde başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibinin konusu olan alacağa dayanılarak daha önce ............ İcra Müdürlüğü'nün ............ E. ve aynı icra müdürlüğünün ............. E. sayılı dosyalarında başlatılan takiplerin halen derdest olduğunu ileri sürdüklerinin görüldüğü, bu durumda, Dairemizin değişen içtihadı gereğince borçluların icra mahkemesine başvuruları İİK’nın 16/2. maddesine dayalı şikayet niteliğinde olup, mahkemece istemin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, talebin itiraz olarak nitelendirilmesi ile yazılı şekilde sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçi borçluya usulsüz dahi olsa 89/1-2-3 haciz ihbarnamelerinin sırasıyla 21.12.2020, 22.01.2021, 10.02.2021 tarihlerinde tebliğ edildiği, şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde, tebligatları E-Devletten icra dosyasını incelediğinde öğrendiğini ileri sürdüğü, Uyap sisteminden yapılmış olan incelemede; borçlu .............'in vatandaş portaldan haciz ihbarnamesi tebligatlarını 17.03.2021 tarihinde okuduğu görülmüş olup, buna göre borçlunun 05.04.2021 tarihinde icra mahkemesine yapmış olduğu başvurunun yasal yedi günlük süreden sonra olduğu-
12. HD. 26.09.2023 T. E: 6662, K: 5385
İcra müdürlüğünce sehven kaldırıldığından bahisle daha önceki talebiyle konulan .............. tarihli haczin bu tarihten itibaren tekrar ihyasına karar verilmesi talep edilmiş ise de haczin ihyası mümkün olmayıp ancak talep tarihi itibariyle yeni haciz konulmasının söz konusu olabileceği, bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Adi ortaklığı oluşturan ortaklardan birinin maddi hata olarak yazılmadığı belirtmiş olmakla, takip başlatılırken sunulan vekaletnamede de vekilin her iki ortağın vekili olduğu görülmüş olup, adi ortaklardan birinin takip talebine eklenmemesinin maddi hataya müstenit olduğu ve bu açık maddi hatanın HMK m. 124/ kıyasen uygulanarak giderilmesinin mümkün olduğu-
Dosya arasında bulunan sıra cetveline ilişkin bilirkişi raporu incelendiğinde davalı şirketin alacak miktarının toplam .............. olduğu, 16.05.2017 tarihli sıra cetvelinde geçen alacak miktarların ise ihale edilen taşınmazın bedeli dikkate alınarak yapılan hesap sonucu taraflara ödenecek tutarların belirlendiği, bu nedenle davalının alacağının tamamının ödendiği yönündeki Bölge Adliye Mahkemesi değerlendirmesinin yerinde olmadığı-
Borçlu vekilince takip dosyasına 04.03.2019 tarihinde vekaletname sunularak dosyanın fotokopisinin talep edildiği, bu durumda borçlunun şikayet konusu haczi en geç 04.03.2019 tarihinde öğrendiği anlaşılmakla, borçlu vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvurunun İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olduğunun kabulü gerekeceği-