Takibin dayanağı olan ilamda davalılar aleyhine tek bir destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiş olmasına rağmen, icra emrinde ise bu alacak kaleminin her iki borçludan ayrı ayrı talep edildiğinin anlaşıldığı, o halde mahkemece taleple bağlı kalınarak icra emrinin buna göre düzeltilmesi ve fazla talep edilen kısım yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Bilirkişi raporunun hükme esas alınmaya elverişli olup raporda belirtilen miktarlar üzerinden şikayetin kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu- Borçlu tarafından avans faizinin değişen oranlarda hesaplanması gerektiği ileri sürülmüş ise de, dava dilekçesinde açıkça bu yönde bir itirazı mevcut olmadığından, ayrıca takip talebinde açıkça belirtilen orandan az olmamak üzere avans faizi talep edildiğinden ve takibin bu kısmı itirazsız kesinleştiğinden ileri sürülen bu hususun yerinde olmadığı-
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağının 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlendiği, borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerektiği, somut olayda tebligat, davacı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresine yapılmadığından, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı olduğu, inceleme izni istenilerek incelenen ve iş bu dosyaya dayanak .......... İcra Müdürlüğünün ............ Esas sayılı icra dosyasına dayanılarak açılan ........... İcra Ceza Mahkemesinin ........... E. ve .......... E. sayılı dava dosyalarında, bizzat borçlu şirket yetkilisine, 22.06.2016 tarihinde, şikayet dilekçesinin tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda borçlu şirketin bu haliyle en geç, 22.06.2016 tarihi itibariyle, icra takibinden ve tebliğ işleminden haberdar olduğunun kabulü gerekeceğinden, 10.11.2020 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK'nın 16/1.maddesinde öngörülen yedi günlük süreyi aştığı-
Borçlu .............. A.Ş.’ye çıkarılan hesap kat ihtarlarının “tebliğ evrakı adreste şirket yetkilisi dışarıda/iş takibinde olduğundan daimi çalışanı ................(güvenlik) imzasına tebliğ edildi.” şerhi ile 18.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği ancak tebligat mazbatasında Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Tüzüğü'nün 18. maddesine uyulmadığından tebliğ işlemi usulsüz olup, borçlu tarafından bu husus en geç icra emri tebliğ tarihi olan 15.08.2019 tarihinde öğrenilmiş olduğundan, icra mahkemesine yapılan 21.08.2019 tarihli şikayetin süresinde olduğunun kabulü gerekeceği, bu durumda, şikayetçi borçluya usulüne uygun tebliğ edilmiş ihtarname bulunmadığından, davalı/alacaklı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine geçilmesi ve borçluya İİK'nın 150/ı maddesine göre icra emri gönderilmesinin mümkün olmadığı, alacaklı banka tarafından, kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermeyen limit ipoteğine dayalı olarak borçluya usulüne uygun ihtarname tebliği sağlanmadan, borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılamayacağı ve borçluya örnek 6 icra emri gönderilemez ise de, ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermemesinin, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılmasına engel olmadığı-
İlk Derece Mahkemesince kararın alacaklı ve borçlu vekilinin yüzüne karşı 21.04.2022 tarihinde tefhim edildiği, taraflarca istinaf dilekçesinin yasal 10 günlük süreden sonra 09.05.2022 tarihinde sunulduğu, buna göre istinaf isteminin süresinde olmadığı-
İcra müdürlüğünce herhangi bir talep ve hukuki sebep olmaksızın ödeme emri tebliğe çıkartılamayacağından ............... tebliğ tarihli tebliğ evrakının yok hükmünde olduğu- ............ tebliğ tarihli ödeme emri tebliğ evrakına karşı borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin, mahkemece bekletici mesele yapılmaması hatalı ise de ............ İcra Hukuk Mahkemesi'nin ................... sayılı dosyasında usulsüz tebligat şikayeti kesin karar ile reddedildiği, ............ tebliğ tarihi itibariyle de borçlunun itirazının süresinde olmadığı-
Taraflar arasında imzalanan arabulucuk tutanağı uyarınca borcun altı eşit taksitle ödenmesine karar verildiği, taksitlerden herhangi birinin aksatılması halinde takibe devam edileceği kararlaştırıldığından, arabuluculuk anlaşma belgesinin borçlu tarafından kabul edildiği ve icra edilebilirlik şerhi ile ilam niteliği kazanan belgeye dayalı olarak takip başlatılmasında hukuka aykırı bir durumun bulunmadığı-
Bir davada mahkemenin veya tarafların yapmış oldukları bir usul işlemi nedeniyle taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğan ve gözetilmesi zorunlu olan hakka, usuli kazanılmış hak denildiği- Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunduğu-
Takibe dayanak yapılan .............. Noterliği'nin ............ tarih ve .................. yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin, kredi borçlusu şirkete .............. tarihinde İİK'nın 68/b maddesi uyarınca tebliğ edilmiş sayıldığının mahkemelerin de kabulünde olduğu, ne var ki; alacaklı banka tarafından kat edilen asıl alacak tutarı ............. TL olduğu halde, icra emrinde daha fazla miktar asıl alacak talep edildiğinin görüldüğü, o halde, İlk Derece Mahkemesince, hesap kat ihtarnamesindeki ............ TL'yi aşan asıl alacak ve bu miktara isabet eden fer'iler yönünden icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takip borçlusundan hacizle yükümlü olarak 24.03.2017 tarihinde satın alan yeni taşınmaz malikinin haczin düştüğüne dair şikayette bulunma hakkının olduğu, davacı vekilinin hacizlerin kaldırılması için 17.01.2018 tarihinde talepte bulunduğu, talebin İcra Müdürlüğünün 17.01.2018 tarihli kararı ile reddedildiği, hacizden itibaren yasal süresi içinde satış talep edilmediği için, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-