7176 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle 04.11.1983 tarih ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen geçici 14. maddesinde; “Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 4.11.1983 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiilî el konulması veya hukuki el atılması sebebiyle mülkiyet hakkından doğan taleplere dair bedel ve tazminata ilişkin davalarda verilen mahkeme kararları kesinleşmedikçe icraya konulamaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takipleri kesinleşmiş mahkeme kararı ibraz edilinceye kadar durdurulur. Aynı Kanunun 22/1-b maddesi gereğince Kanun yayımı tarihinde, yürürlüğe girer” düzenlemesinin yer aldığı- Temyiz incelemesi sonrası kanun değişikliğinin yapıldığı ve yürürlüğe girdiği, şikayete konu takip tarihinin 31.05.2019 olup, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen geçici 14. maddesinin yürürlük tarihi olan 12.06.2019 tarihinden önce olduğu, alacaklı tarafından takip başlatılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına dair verilen kararın isabetli olduğu, takip durdurulmuş olmakla durdurma kararından önceki hacizlerin fekkine dair yasal düzenlemede bulunmadığı-
Gecikmiş itirazdan bahsedebilmek için ödeme emri tebliğ evrakının usulüne uygun tebliğ edilmesi gerektiği- Davacı borçlunun iş yeri adresine çıkartılan ödeme emri tebliğ evrakının, muhatabın geçici olarak çarşıda olması nedeniyle muhatapla aynı konutta oturan görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş ve ehliyetli olan daimi işçisi ............ imzasına tebliğ edildiği, tebligatı olan borçlunun işçisi olmasına rağmen tebliğ evrakında konut diye bahsedilmesi sebebiyle tebliğ işleminin usulsüz olduğu, Tebligat Kanununun 32. maddesine göre tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağından, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık, ticari iktisadi bütünlük oluşturulmasına ilişkin karar gereğince haczin kaldırılması istemini reddeden icra memur muamelesini şikayete ilişkindir...
Bir davada uygulanması gereken bir kanun maddesinin, iptal edilmiş ise, eldeki davada artık uygulanmayacağı- İlgili yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar takibe dayanak ........... İdare Mahkemesi'nin ............. sayılı ilamının.............. tarihinde takibe konulduğu ve takip tarihi itibariyle kesinleşmediği sabit ise de; Dairemizce yapılan temyiz inceleme tarihi itibariyle ilamın takibe konu edilmesi için kesinleşme şartı aranmadığı dolayısıyla borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Ödeme emrinde faiz türünün reeskont avans faizi olarak belirtilmiş olduğu, borca itirazın İİK'nın 169/a maddesinde belirtilen belgelerden biriyle ispatlanamamış olduğu ve İlk Derece Mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayet konusu işlemin İİK'nın 363. maddesinde belirlenen kesin nitelikteki kararlardan olmadığı anlaşılmakla, mahkemenin .............. tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek esasa yönelik inceleme yapılmakla; takibin ilamlı icra takibi olduğu ve borçluya icra emrinin tebliğ edilerek takibin kesinleşmiş olduğu, şikayetçinin açmış olduğu takibin iptali davası hakkında açılmamış sayılmasına karar verildiği ve bu kararın da kesinleşmiş olduğu, kaldı ki, İcra Mahkemesince verilen kararların istisnalar haricinde kesinleşmesi gerekmediği, bu sebeple söz konusu istemin de kesinleşmesinin gerekmediği, yine dayanak ilamdaki bilirkişi raporunun hatalı düzenlendiği iddiasının ve Orman İdaresinin zararının olmadığına yönelik bilirkişi raporunun dar yetkili icra mahkemesince değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, İcra Müdürlüğü ve mahkemelerin ilamı aynen uygulamakla yükümlü olduğu, kesinleşmiş ilam ve takip gereğince şikayetçiye gönderilen ihtarnamede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
Borçlunun isteminin, İİK'nın 16 ncı maddesine dayalı şikayet niteliğinde olduğu, bu maddede tazminat öngörülmediğinden alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmemesinin isabetli olduğu-
İlk derece mahkemesince, dayanak ilama uygun şekilde alınan bilirkişi raporu ve ek rapor dosya kapsamına ve yasa hükmüne uygun olup, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan hükme esas kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Anayasa'nın 153. maddesi gereğince Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının, yasama yürütme ve yargı organlarını bağlayacağı, yayımlandığı tarihten itibaren kural olarak derhal uygulanacağı- Somut olayda kamulaştırmasız el atma nedeni ile hükmedilen tazminat alacağına ilişkin kararın ilamlı icra takibine konu yapıldığı, bu ilamda aynı zamanda borçlu idare lehine taşınmazın tapuda tesciline karar verilmiş olmasının, yasadan kaynaklanan ve tazminat verilmesine ilişkin kararın doğal bir sonucu olup bu husus taşınmazın aynının çekişmeli olduğunu göstermeyeceği, belirtilen nedenle takip konusu ilamın infazı için kesinleşmesinin gerekmeyeceği-
Mahkemece taleplerden birisi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemesinin ve ........ numaralı parselin ada numarasının hatalı yazılmasının, hükmün her bir talebi karşılamasını ve tereddüde yol açılmaması gerektiğini emreden HMK. nın 297/2. maddesine aykırı olduğu-