Davacı-davalı kadının bağımsız konutta oturma isteğine rağmen davalı-davacı kocanın bağımsız konut sağlamaya yanaşmadığı eşini kendi ailesiyle birlikte oturmaya zorladığı ve eşini tehdit ettiği durumlarda boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
Davacı iddialarını tanık beyanlarıyla kanıtlayamamakla beraber delil listesinde yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya evden ayrıldığı sırada ziynet eşyalarını alamadığı ve davalı tarafta kaldığı konusunda davalı yana yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Boşanma davasının feri niteliğindeki nafakaya ilişkin davalarda yargılama sonuçlanıncaya kadar hükme etki edecek hususların göz önünde bulundurulması gerekeceği-
Mahkemece; eşler arasındaki evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, birliğin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; kadının daha fazla kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanma davasının kabulüne, davacının manevi tazminat isteğinin kısmen kabulüne, davalının nafaka ve tazminat isteklerinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Anayasa'nın 23. maddesi ve çeşitli uluslararası sözleşmelerde belirtildiği üzere; ulusal güvenlik veya kamu güvenliği yararına, kamu düzeninin korunması, suçun önlenmesi, sağlığın ya da ahlakın korunması için veya başkalarının haklarının ve özgürlüklerinin korunması amacıyla, demokratik bir toplumda gerekli ve yasaya uygun kısıtlamalardan başka hiçbir kısıtlama getirilemeyeceği; ilke olarak seyahat özgürlüğünün sürekli olarak sınırlandırılması mümkün olmayacağı, bu özgürlüğün ancak, çocuğun korunması amacıyla tedbiren geçici bir süre sınırlandırılabileceği- Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir hak olduğu, ilişkide anne/babalık duygularının tatmini yanında çocuğun bedensel, fikri, ruhsal, eğitsel, kültürel gelişimine yönelik yararı da gözetileceği, anne/baba yararı ile çocuk yararı çatışırsa, çocuğun yararına üstünlük tanınacağı, bütün hafta sonlarını velayet kendisine verilmeyen ebeveynle geçirmesi; gerek velayete sahip taraf, gerekse çocuk için sakıncalı sonuçlar doğurabileceği, çocuğun bütün hafta sonlarını bir tarafta geçirmesi; velayeti üstlenenden uzaklaşmasına, soğumasına, karşı tarafa bağlanmasına yol açabileceği, eğitim ve terbiye ile yetiştirme görevini layıkıyla yerine getirmesi de güçleşebileceği-
Eşe şiddet uygulanmasının TMK’nun 174/2 anlamında kişilik haklarına saldırı oluşturacağı her türlü duraksamadan uzak olduğuna ve dosya kapsamına, tarafların ekonomik durumlarına göre, verilen maddi ve manevi tazminat miktarının yerinde olacağı-
Tarafların boşanma sırasında nihai olarak anlaştıklarını bildirdikleri ve nafaka isteğinden feragat edildiği, davacının bu beyanında açıkça söz edilmemiş ise de kendisini bağlayacağı, anlaşmalı boşanmanın kesinleşmesi ile istenebilecek tek nafakanın çocuklar için iştirak nafakası olduğu, boşanma yüzünden tarafın, yoksulluğa düştüğünden bahisle nafaka isteyemeyeceği-
Mahkemece, evlilik birliğinin sarsılmasında kusurun davacı kocada olduğu, davalı kadına atfedilecek bir kusurun bulunmadığı, davacı kocanın davranışları ve yaşanan olaylar nedeniyle davalı kadının psikolojik rahatsızlık geçirdiği ve kişilik haklarının saldırıya uğradığı gerekçesiyle boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve uygun miktarda maddi tazminat ile manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Yoksulluk nafakası talep eden kadının işyerinden elde ettiği gelirinin kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunmayacağı,yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği-
Tarafların boşanma sırasında nihai olarak anlaştıklarını bildirdikleri ve nafaka isteğinden feragat edildiği, davacının bu beyanında açıkça yoksulluk nafakasından söz edilmemiş ise de kendisini bağlayacağı, anlaşmalı boşanmanın kesinleşmesi ile istenebilecek tek nafakanın çocuklar için iştirak nafakası olacağı-