Davacı kadının, taşınmazın aile birliği içinde birlikte satın alındığını iddia ettiği ve taşınmazın yarısının kendi adına tescilini istediği, katkı payına yönelik bu istemin aile mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Davada, temyiz istemine konu direnme kararının verildiği 13.09.2012 tarihinde, 5219 ve 5236 Sayılı Kanunlar gereği temyiz (kesinlik) sınırını 1.690,00 TL olarak değiştiren hükmü yürürlükte bulunduğuna göre artırılan nafaka miktarı olan 1.560,00 TL bu sınırın altında kaldığından anılan karara karşı temyiz yoluna gidilmesinin, miktar itibariyle mümkün olmadığı-
Müşterek çocuk, temyiz inceleme tarihinde ergin olup, ergin kişilerin velayet altına alınmasının mümkün olmadığı-
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmemesi halinde, işlem tarafı iyiniyetli üçüncü kişinin ayni hak kazanımının 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 1023.maddesi hükmü ile korunduğu-
Davalı-davacı kadının eşini sevmediğini, ona ısınamadığını tanık huzurunda söylediği, davacı-davalı kocanın da eşini baba evine bırakıp gitmek suretiyle evlilik birliğinin devamına imkân vermeyecek davranışlarda bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına iki tarafın eşit kusurlu davranışlarının neden olduğu-
Kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir hadisenin varlığı kanıtlanmamış ve Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları gerçekleşmemiş olduğundan kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekeceği-
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, çocukların yaşları ve okul durumları nazara alındığında, takdir edilen nafaka miktarının makul oranda ve hakkaniyete uygun bulunduğu-
TMK madde 178'deki 1 yıllık zamanaşımı süresinin salt boşanmanın fer’î niteliğindeki tazminat ve nafakayı kapsadığı, katılma alacağının TMK. m. 5 yollaması ile TBK. m. 146(eBK m. 125) uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olması gerekeceği-
Davacının talebi katılma alacağına ilişkin olup, kural olarak ayın talebinde bulunamayacağı-