Boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu kabul edilmeleri gerekirken, mahkemece, kadının daha fazla kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesi gerekçe gösterilip, davalı kadının yoksulluk nafakası (TMK md. 175) talebinin reddine karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olduğu-
İştirak nafakası miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri gözetilerek belirlenmesi gerekeceği, yerel mahkemece hükmedilen iştirak nafakası miktarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve müşterek çocuğun okul durumu ve yaşı itibariyle ihtiyaçlarıyla uyumlu olduğunun kabulü gerekeceği-
Yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin davada tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranları ve hakkaniyet ilkesine uygun değerlendirme yapılması gerektiği-
9 yaşında ve zihinsel engelli olan küçüğün otları tutuşturarak orman yangınına sebep olma eyleminin, gerekli dikkat ve özeni göstermeyen ev başkanı olan davalıların TMK'nun 369. maddesi uyarınca sorumluluğunu doğuracağı-
Davalı kocanın talep edilen ziynetlerden bir kısmının bozdurulduğunu kabul ettiği, bu durumda, bozdurulan ziynetlerin davacı kadın tarafından iade edilmemek üzere rıza ile verildiğinin ispatı davalı kocada olup, bu ziynetlerin davalı kocaya bağışlandığı hususunun lehine hak çıkacak taraf olan davalı koca tarafından kanıtlanması gerekeceği-
İpotek tesisi için eşin rızasını alma yönünde girişimi olduğunun anlaşılan davalı bankanın taşınmazın aile konutu niteliğini bilmediğinin söylenemeyeceği, aile konutu niteliğinde duraksama bulunmayan taşınmaz için davacı kadının bilgi ve onamı dışında, TMK mad. 194/1’e aykırı olarak ipotek tesis edilmesi nedeniyle, yerel mahkemece ipoteğin kaldırılması ve taşınmaz kaydına aile konutu şerhi konulması (TMK mad. 194/3) kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 174/2.maddesine göre, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği-
Karşılıklı açılan boşanma davasında, kadında cinsel ilişkiye engel patolojiye rastlanmadığı rapor ile sabit ise de, kadında görülen bir cinsel işlev bozukluğu olan vajinismus, fiziksel bir engel olmamasına karşın kadının korku ve kaygılarından dolayı cinsel ilişkiye izin vermemesi şeklinde psikolojik nedenlere de dayanabileceğinden ve bu durumunun tespit ve tanısı günümüz tıbbi gelişmeleri ile mümkün olduğundan kocanın eşinde bulunduğunu iddia ettiği vajinismus savının da araştırılmasının zorunlu olduğu-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, davacı-davalı kocanın çalıştığı işten ayrıldığı da nazara alınarak takdir edilen yoksulluk nafakasına mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece yapılan zabıta araştırmasında kısıtlı adayının 35 yıldır mernis kaydındaki adresinden başka bir adreste ikamet ettiği anlaşıldığından, mernis adresindeki bildirimin aksine kısıtlı adayının yerleşim yerinin 35 yıldır yaşamakta olduğu yer olduğunun kabulü gerekeceği ve vasi atanmasına ilişkin davanın burada görülmesi gerektiği-