Haciz yolu ile takipte vekaletname verip, ödeme emrine itiraz eden avukatın takip yolunun İİK'nun 43.maddesi uyarınca değiştirilmesi üzerine, iflas ödeme emrini tebellüğ etmesinde, yeni takip eski takibin devamı niteliğinde olduğundan bir usulsüzlük bulunmadığı- Davalı vekilinin, “icra takip dosyalarında müvekkiline iflas ödeme emirlerinin tebliğ edilmediği”ne ilişkin temyiz sebebinin bozma kapsamı dışında bırakılarak kesinleşmiş olması nedeniyle bu konuda davacı yararına usulü kazanılmış hak doğduğundan, bu aşamadan sonra Özel Daire'nin usulü kazanılmış hakka aykırı olarak karar düzeltme istemi üzerine onama kararını kaldırarak, bozma kararı vermesinin hukuken olanaklı olmadığı-
Borçlu icraya itiraz ederek icra takibini durdursa dahi,icra mahkemesinden takibin ve ödeme emrinin iptalini İİK 58 ve 61.maddelerine dayalı olarak talep etmede hukuki yararı olduğu-
İcra dosyası içerisinde (2) adet faturanın bulunduğu, borcun sebebi olarak da iki adet faturanın gösterildiği, ancak ödeme emri tebligat parçasından borçluya sadece (7) örnek ödeme emrinin gönderildiği, dayanak belgenin ödeme emri ile birlikle gönderilmediği anlaşıldığından ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun icra dairesine itiraz ederek takibi durdursa dahi, icra mahkemesinden şikayet yoluyla takibin ve ödeme emrinin iptalini talep etmesinde hukuki yararının bulunduğu- Borçlunun; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile gerçekleştirilen takipte takip dayanağı bono suretlerinin ödeme emri ekinde taraflarına tebliğ edilmediğini ileri sürerek takibin iptali isteminde bulunabileceği-
Şikayetçi borçlunun taraf olmadığı mahkeme kararının borçlu yönünden takip hukuku bakımından kesin hüküm oluşturduğunu söylenemeyeceği, bu durumun hukuki dinlenme hakkının ihlali anlamına geleceği-
Yabancı alacaklının Türkiye’de icra takibi yapabilmesi için teminat gösterme yükümlülüğünün istisnasının alacaklının tabiyetinde bulunduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyetin bulunması olduğu- Bu husus araştırılarak teminat yatırması gerektiği sonucuna varılması halinde, karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılayacak yeterli miktarda teminat takdir edilip alacaklı vekiline bu miktarı bloke etmesi için uygun bir süre verilerek teminat yükümlülüğünü yerine getirilmesine karar vermek gerekirken bu prosedüre uymadan doğrudan yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu- Dayanak belgenin ödeme emri ekinde gönderilmemesi halinde, mahkemece, ödeme emrinin iptaline karar verilmekle yetinilmesi gerektiği-
Borçlunun; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile gerçekleştirilen takipte takip dayanağı bono suretlerinin ödeme emri ekinde taraflarına tebliğ edilmediğini ileri sürerek takibin iptali isteminde bulunabileceği-
İcra takibinin bir belgeye dayanıyor olması halinde, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesinin zorunlu olduğu; bu zorunluluğunun yerine getirilmemesi halinde, icra mahkemesince “takibin iptaline” değil “ödeme emrinin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
“Yazılı kira sözleşmesinin bir örneğinin (fotokopisinin) takip talebine eklenmediğine” ilişkin iddianın “şikayet” niteliğinde olup, 7 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması gerekeceği –İİK’nun 269/d maddesinde aynı Kanun’un 58 ve 61. maddelerine atıfta bulunulmamış olduğundan, “takip talebi ile birlikte icra müdürlüğüne sunulan kira sözleşmesi örneğinin ayrıca ödeme emri ekinde borçluya tebliğ edileceği” yönünde bir hüküm bulunmadığından, borçluya takip dayanağı sözleşme örneğinin ödeme emri ekinde tebliğ edilmemesinin yasaya aykırı bulunmadığı-
Herhangi bir belgeye dayanmaksızın yapılan genel haciz yolu ile ilamsız takiplerde, İİK’nun 58/3 maddesinin uygulanmayacağı-