Fabrika otel vs. binalar kendileri ipotek edilmiş ise bunların ipoteğin kapsamına giren bütünleyici parça ve bu fabrika, otel vs. için eklenti sayılabilecek mahcuzların haczedilmezliğinin ipotek lehtarı tarafından ileri sürülebileceği- Fabrikanın ve makinelerin bulunduğu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde taşınmazın vasfının tarla niteliğinde olduğu anlaşıldığından, tarla üzerinde bulunan fabrikadaki makinelerin mütemmin cüz veya eklenti kapsamına girmeyeceği-
Mahcuzların mütemmim cüz ve teferruat niteliğinde olup olmadıkları, konusunda uzman bilirkişiden alınacak rapor ile belirlenerek, TMK'nın 686/1 ve 862/1 maddeleri gereğince rehin kapsamında kaldıkları (İİK'nın 83/c koşullarında ipotek akit tablosunda yazılmasa dahi) tespit edildiği takdirde TMK'nın 862. maddesi uyarınca ipoteğin, taşınmazın bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kılacağı düzenlendiğinden, taşınmazların cebri icra yolu ile satışında ihalenin kesinleşmesi koşulu ile taşınmazın mülkiyeti ihale tarihinde alıcıya geçeceğinden taşınmazlar içinde yer alan aynı mahcuzların daha sonraki bir tarihte ihalesinin yapılmasının sonuç doğurmayacağı-
Mahkemece; şikayetin, mütemmim cüz yanında teferruat (eklenti) yönünde de iddia içerdiği gözardı edilmeksizin mutfak gereçleri yapım işi konusunda da bilgi sahibi bilirkişi bulundurulmak suretiyle mahcuzların açıkça ne surette mütemmim cüz (bütünleyici parça) veya teferruat (eklenti) olup olmayacağı, mahcuzların mutfak gereçleri yapım işi ile iştigal eden fabrikanın üretimine katkı sağlayıcı, imalatın devamlılığını, verimliliğini artırıcı niteliği bulunup bulunmadığı, bu hali ile teferruat (eklenti) niteliği taşıyıp taşımadığı yönünde açık ve denetime elverişli rapor alınması gerektiği-
İpotekli taşınmazdan alınarak götürülen makinaların taşınmazın niteliği itibariyle teferruat niteliğini taşıdığının tespit edilmesi karşısında, eylemin İİK'nın 331/4. maddesi kapsamında bulunduğu-
Borçlu şirket hakkında verilen iflas kararının, istihkak davasının açılmasından sonra yargılama aşamasında verilip kesinleştiği, bu durumda, mahkemece, adı geçen borçlu şirket yönünden, İİK'nin 193/2 maddesi uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla dava konusuz kaldığından, istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu- Mahcuzların eklenti niteliğinde olduğunun bilirkişi raporu ile belirlenmiş olması, ipotek akit tablosunda yazılı olmasa bile ipotekli taşınmazın eklentisi niteliğindeki menkullerin taşınmazdan ayrı olarak haczinin mümkün olmaması, alüminyum kesme makinesi, kaynak makinesi, bükme makinesi, pres makinesi gibi haczedilen mahcuzlar fabrikadaki faaliyetin yürütülmesine katkı sağlayacak nitelikte olup fabrikaya özgülenmiş olması hususları birarada değerlendirildiğinde yargılama gideri ve vekalet ücretinden davacı bankanın sorumlu tutulmasının doğru bulunmadığı, ne var ki bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Haciz yapılan otelin üzerinde bulunduğu taşınmazda ipotek alacaklısı durumunda olan üçüncü kişi banka aynı zamanda taşınmazın maliki olduğundan ipotek şeklen mevcut olup hükümlerinin askıda olduğu, buna karşın malik ve ipotek alacaklısı sıfatlarının birbirinden ayrılması hâlinde uyuyan ipotek hakkının hüküm ve sonuçlarını tekrar doğurmaya başlaması mümkün olduğu- Davacı üçüncü kişinin haczolunan taşınırlar için ipotek hakkına dayanarak İİK m. 83/c'den yararlanmasının mümkün olmadığı- Takip dosyasında taraf olmayan üçüncü kişinin taşınır haczinin kaldırılmasını şikâyet yoluyla da isteyemeyeceği- Üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu istihkak davası niteliğinde olup, icra mahkemesine şikâyet olarak başvurulmasının sonuca etkili olmayacağı gözetilerek icra mahkemesince davacı üçüncü kişi dava dilekçesinde de belirttiği üzere mülkiyet hakkına dayanarak mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılması talebinin istihkak davası olarak görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Şikayete konu taşınırın haciz tarihinden sonra, alacaklı tarafından süresinde satış talep edildiği fakat haciz tarihinden itibaren altı aylık hak düşürücü süre içinde satış avansı yatırılmadığı görülerek şikayete konu taşınır üzerindeki haczin düşmüş olduğu, şikayet eden borçlunun istemi taşınır üzerindeki haczin kaldırılması olduğundan, haczin düşmesi nedeniyle bu sonuç hasıl olduğundan, şikayetin konusuz kaldığı, şikayet eden borçlunun istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği gerekçesiyle ve yargılama ve vekâlet ücreti yönünden yapılan değerlendirmede, şikayete konu taşınırın TMK’nin 686. maddesine göre eklenti niteliğinde olduğu, taşınmazın üçüncü kişi lehine ipotekli olduğu, İİK’nın 83/c, TMK’nın 686 ve 862. maddeleri uyarınca ipoteğin eklenti niteliğindeki taşınırı da kapsayacağı, haciz tutanağına göre haciz sırasında bu hususun ileri sürüldüğü, alacaklı vekilinin de hacizde hazır bulunduğu, borçlunun şikayeti üzerine yapılan yargılamada alacaklı vekilinin şikayetin reddini savunduğu, borçlunun şikayetinde haklı olduğu, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin alacaklıya yüklenilmesi gerektiği-
Mahcuzların eklentisi olduğu taşınmaz kaydında ipotek (rehin) olması halinde taşınmazın bütünleyici parçaları ve eklentileri haczedilmezlik kapsamında olduğu, TMK 862. maddesine göre ipotek akit tablosunda yazılı olmasa bile ipotekli taşınmazın eklenti niteliğini taşıyan unsurlarının haczedilemeyeceği, satılamayacağı-
Haczin üzerinde yapıldığı taşınmazın mülkiyetinin davacı 3. kişi bankaya ait olduğu, 3. kişi bankanın ise dava dilekçesinde her ne kadar İİK’nun 83/c maddesine dayanmış ise de mahcuzların üzerinde mülkiyet iddiasında bulunduğu, 3. kişi tarafından ileri sürülen mülkiyet iddiasının, İİK’nun 96-99. maddeleri kapsamında istihkak prosedürü çerçevesinde incelenmesi gerektiği,3. kişi bankanın öne sürdüğü mülkiyet iddiasının istihkak niteliğinde olduğu gözetilerek, eksik harç tamamlatıldıktan sonra süre ve derdestlik iddiası da dikkate alınarak davanın istihkak prosedürüne göre incelendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 83/c maddesinde düzenlenen haczedilmezlik şikayetinin, takip borçlusuna ve ipotek alacaklısına tanınmış bir hak olduğu-