Kredi kullanımı esnasında haksız olarak yapıldığı ileri sürülen kesintinin iadesinin sağlanması amacıyla dosya masraflarının nelerden ibaret olduğunun banka tarafından bildirilmemesi üzerine açılan muaraznın giderilmesi davasında, başvurulacak hukuki mercilerce öncelikle bankaca yapılan kesinti tutarının belirleneceği göz önüne alındığında, davacının isteminin ayrı bir dava şeklinde ileri sürülmesinde "hukuki yararı"nın bulunmadığı, bu nedenle davalı bankanın, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Davacının davalı bankadan taşıt kredisi kullandığı ve bu kredinin teminatı olarak taşıt rehni kurulduğu, davacının taksitler halinde kredi borcunu ödedikten yaklaşık iki yıl sonra davalı bankadan kredi kartı aldığı ve kredi kartının kullanımından kaynaklanan borçlarını ödememesi üzerine hakkında banka tarafından taşıt kredisi ve rehin sözleşmesindeki “Müşteri, ... yazılı taşıtı/taşıtlarını gerek işbu taşıt kredisi sözleşmesinden, gerekse bankayla imzalamış olduğu başka sözleşmelerden ve/veya herhangi bir nedenden doğmuş doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere rehnettiğini, kabul ve taahhüt eder” hükmüne dayanılarak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde bulunulduğu, bunun üzerine davacı tarafından açılan menfi tespit ve rehnin kaldırılması talepli davada, taşıt kredisinden doğan borcunu ödeme ile sona erdiren davacı yönünden; fer’i nitelikte alacağa bağlı rehin hakkının da sona erdiğinin kabul edileceği- Satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şart oluşturmakta olup, standart sözleşmelerde yer alan genel işlem şartlarından haksız olanlarının tüketici için bağlayıcı olmadığından, taşıt kredisi ve rehin sözleşmesine davalı banka tarafından karşı taraf ile müzakere edilmeden tek taraflı olarak sözleşmeye konulan maddenin; tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyiniyet kurallarına aykırı düşecek biçimde davacı tüketici aleyhine dengesizliğe yol açtığından, haksız şart niteliğinde olup davacı tüketici yönünden bağlayıcı sonuç doğurmayacağı-
Davacının taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul edip daha sonra dava açıp kesinti bedelini geri istemesinin hakkın kötüye kullanılması olacağı, tüketicinin haklı bir sebep olmadan sözleşmeyi tek taraflı feshedemeyeceği, ifası yapılmış bedellerin iadesini isteyemeyeceği-
Davacının taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul edip daha sonra dava açıp kesinti bedelini geri istemesi hakkın kötüye kullanılması olup iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı-
Kredi kartı üyelik aidatından doğan alacağa ilişkin tüketici hakem heyeti kararının iptaline ilişkin davada, tarafların hukuki dinlenilme hakkı bağlamında ilk derece mahkemesince duruşma yapılması kural olup, mahkemece tarafların iddia ve savunmalarının toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
"Davalı bankadan krediler aldığını, bu kredilere yüksek akdi ve temerrüt faizleri işletilerek borç miktarının artırıldığını, aleyhine icra takipleri yapıldığını, fazla tahsilatların olduğunu" belirterek menfi tespit isteminde bulunan davacının iddialarına ilişkin, uzman bilirkişiden rapor alınması ve delillerin toplanarak karar verilmesi gerekeceği-
Bankaların gördükleri hizmetin uygun bir karşılığını istemek hakkına sahip olduğu, kredi kartı hizmetinin banka için riski bulunduğu gibi bir maliyeti de bulunduğundan, bankanın bu maliyeti kredi kartı kullanıcılarına yansıtması nın doğal olup banka tarafından kredi kartı aidatı alınmasının haksız şart teşkil etmeyeceği-
Davacının tanıtım ve reklamlarda projenin TOKİ Kaynak Geliştirme Uygulamaları kapsamında yapıldığının belirtildiğini, TOKİ güvencesiyle uygulanacağına dair güven verildiğini, kendisinin basın ve televizyon reklamları vasıtasıyla TOKİ güvencesiyle başlatılan projeyi öğrenip daire almaya karar verdiğini, davalıya güvenerek müteahhit firma ile daire almak için sözleşme imzaladığını, peşinat bedelini bildirilen banka hesabına yatırdığını, davalının müteahhit firma ile olan sözleşmesini feshedip inşaatı başka bir müteahhide tamamlatarak kendisinin dairesini teslim etmediği gibi, sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle ödediği peşinatı da iade etmediğini belirttiği davada, davacı ile dava dışı yüklenici arasında imzalanan sözleşmede TOKİ'nin sorumlu tutulmayacağı belirtilmiş ise de, bu hükmün 4077 sayılı Yasa'nın 6. maddesi kapsamında (haksız şart) niteliğinde olduğu ve davacı tüketiciyi bağlamayacağı; dava konusu konutun bulunduğu projeye ait ilan ve tanıtımlar ile sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davacı tüketicinin yatırdığı bedelin taşınmazın teslim edilememesi nedeniyle geri ödenmesinden davalının sorumlu olduğunu-