İİK’nun 89. maddesi gereğince çıkarılan haciz ihbarnamelerine karşı gerekli itirazları yapmayan üçüncü kişinin «takip borçlusuna karşı borçlu olduğunu» ikrar etmiş sayılacağı, bu durumda BK. 133/1 (şimdi; TBK. mad. 154/1) gereğince zamanaşımının kesileceği ve bundan alacağı devralan alacaklının da yararlanacağı–
İkinci haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeden, üçüncü kişi hakkında haciz işlemine başvurulamayacağı–
Ortağın kişisel alacaklarının, alacaklarından dolayı âdi ortaklığa ait işyerinde günlük hasılattan borçlu ortağa düşecek payın haciz edilmesini isteyemeyecekleri–
Kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen kambiyo senedi borçlusunun, bu ihbarnameyi gönderen alacaklı aleyhine «borçlu olmadığının tesbiti» konusunda olumsuz tesbit davası açabileceği–
Birinci haciz ihbarnamesinin niteliği -Haczin 1. haciz ihbarnamesi ile mi, yoksa 2. (şimdi; 3.) haciz ihbarnamesinden sonra, borçluya yapılacak tebligat ile mi tamamlanmış sayılacağı–
Âdi şirket adına, idareci ve temsilciler tarafından yapılan işlemlerden -örneğin; düzenlenen bonodan- doğan borçlardan, tüm ortaklar, «doğrudan doğruya», «sınırsız ve «zincirleme olarak» sorumlu olduklarından (BK. mad. 533/son; şimdi; TBK. mad. 637/3), şirket alacaklılarının yaptığı takibe, ortakların karşı koyamayacağı–
Bankadaki mevduatına haciz konan borçlunun takip sırasında ölmesi üzerine, bankaca paranın icra dosyasına yatırılması için, mirasçılar hakkında yapılacak takibin kesinleşmesinin zorunlu olduğu–
89/IV’e göre, üçüncü kişi aleyhine takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesinde dava açılabileceği–
Şirket hakkındaki takibin semeresiz kalmasından uzun bir süre -6 yıl- sonra, ortak hakkında -arada geçen zaman içinde, şirketin durumunda değişiklik olmuş olması muhtemel bulunduğundan- takip yapılamayacağı–