Yapı kullanma izni; taşınmazın yıkılana kadar kullanımına imkan vermekteyse de; bu hususun komşuluk hukukuna aykırı bir durumu yasal hale getiremeyeceği- Mahkemece, davalıya ait binanın son katının yıkımının davalı açısından fahiş zarar oluşturacağı gerekçesinin hatalı olduğu- Manzaranın kapatılması iddiasıyla açılan davada, davacının yapısının bütününün dikkate alınması gerekirken, bilirkişilerce davacıya ait binanın çatısı (damı) esas alınmak suretiyle davacının manzarasının kapanıp kapanmadığının belirlenmesinin hatalı olduğu- Mahkemece, davalı yapısının davacı tarafına bakan pencerelerinin kapatılmasına dair hüküm kurulmuş ise de; pencerelerin hoşgörü sınırlarını aşacak şekilde davacıya verdiği zararın açık ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği-
Davacının boşandığı eşine yönelik el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talep etmesi- Kesinleşen boşanma dosyasındaki protokol gereğince dava konusu konutun davalı ve müşterek çocuklar tarafından kullanıldığı, dava koşullarının oluşmadığı- Davalı vekilinin asıl davaya yönelik ve süresinde açılmadığı tespit edilen karşı davasına yönelik istinaf itirazları hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Yapı kayıt belgesi imara aykırı yapının kullanılmasına ilişkin olup, yapıyı imara uygun hale getirmediğinden mahkemece yapı kayıt belgesinin iskan izni yerine geçemeyeceği, yüklenicinin binanın tamamına genel iskan belgesini almadığı hususları ile kesinleşmiş olan idare mahkemesi kararı dikkate alınmaksızın hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Bozma ilamından sonra davalı vekili davanın elatmanın önlenmesi talebi bakımından konusuz kaldığını ve faaliyetine devam etmediğini bildirmiş, davacı vekili dilekçesinde kurum içi yazışma yaptıklarını ... tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın dava dışı üçüncü kişiye kiralandığını davanın konusuz kaldığını belirttiğinden bu durumda elatmanın önlenmesi istemi yönünden dava konusuz kaldığı halde esasa ilişkin hüküm kurulmuş olmasının doğru görülmediği-
Mahkemenin bir kısım eklentilerinin yıkımına karar verdiği bağımsız bölümün elbirliği mülkiyet rejimine tabi olarak davacılar ve davada taraf olmayan ...... ve ......'nın mülkiyetinde olduğu, yıkım dava dışı paydaşların hakkını etkileyeceğinden dava dışı paydaşlar davaya katılmadan aleyhlerine sonuç doğuracak şekilde yıkım kararı verilemeyeceği, esasen kurulan hükmün dava dışı paydaşlar bakımından infaz olanağından da söz edilemeyeceği- Mahkemece kal kararı verildiği halde bilirkişiden ek rapor alınarak yıkımına karar verilen yerlerin ölçülerinin ve koordinatlarının belirlenip, krokisinde harflendirilmesinin istenmesi, hükümde haksız elatma nedeni ile kal’ine karar verilen yerlerin ayrı ayrı gösterilerek infaza elverişli bir hüküm kurulması gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Hem davacı hem de davalı tarafın mazeret dilekçeleri üzerine mahkemece mazeretin kabulüne karar verilmesine karşın tarafların yokluklarında hüküm kurulmasına dair talepleri olmadığı halde esasa yönelik hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece yapılması gereken işin, ....... parsel sayılı taşınmaz malikine ait mirasçılık belgesi temin edilerek davacının taraf sıfatının olup olmadığının denetlenmesi olduğu, bunun yanında davacının kayıt malikinin mirasçısının olduğunun belirlenmesi halinde kal talebi de bulunduğundan kayıt malikinin diğer mirasçılarının da davaya muvafatkatları sağlanarak taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği- Kal'ine karar verilen yer hakkında kal hükmü kurulması ile yetinilmesi gerekirken, İcra ve İflas Kanunu'nun 30. maddesine aykırı olacak şekilde kal masrafının da tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalılar tarafından mera parseline elattıkları savı ile Hazine tarafından açılan dava ispat yükü davacı üzerinde olduğundan dosya kapsamından hüküm kurulan yerlere davalılar tarafından elatıldığını şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmediği- İspat açısından güncel tapu kayıtları getirilerek, taraf delilleri toplanarak ve varsa tanıkların taşınmaz başında dinlenmesi suretiyle davalıların mera parselinde kullandıkları yer olup olmadığı, hangi tarihten itibaren elatıldığı ve elatmanın devam edip etmediğinin tespiti gerektiğinden mahkemece, eksik araştırma ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Mahkemece, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi yerine infazda tereddüt ve karışıklığa yol açacak şekilde bilirkişi raporuna atıf yapılmak suretiyle hüküm kurulmasının doğru görülmediği ve bozmayı gerektirdiği-
Dava ve temyize konu taşınmazların aktif ve pasif tapu kayıtları ile satış ve birleştirme işlemlerine ait akit tabloları temin edilmek suretiyle dava açma tarihi itibariyle davalıların tapu kayıt maliki olup olmadıklarının tespit edilmesi, buna göre davalıların taraf sıfatlarının değerlendirilmesi, ayrıca ...sayılı taşınmazın davalı olduğu dava dosyasının getirtilip incelenerek görev hususunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
Mahkemece, bilirkişi raporunda ilk olarak davalıların davacıya ait taşınmaza müdahaleleri olduğu ancak daha sonradan alınan raporlar ve Tapu Müdürlüğü yazıları ve incelemelerine göre, kadastro paftasında kayma bulunduğu, tecavüzün kaymadan kaynaklandığı anlaşıldığından, tecavüz iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmiş ise de; dosya içerisindeki kadastro bilirkişisinin krokisinde ..... harfi ile gösterilen kısma yönelik olarak, paftadaki kaymanın etkisi olup olmadığının anlaşılması için uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle bir değerlendirme yapılması gerekirken krokiyle uyumsuz şekilde müdahalenin paftadaki kaymadan kaynaklandığı gerekçesine dayanılarak hüküm kurulmasının eksik ve hatalı olduğu-