6099 sayılı yasanın amacı; Devletin Kadastroda kendisinin oluşturduğu tespit ve kayıtların yine kendisi tarafından iptali istendiğinde, kişiyi yargılama giderlerinden sorumlu tutmamaktadır; sonuç olarak hak düşürücü süreden davanın reddi halinde 6099 sayılı yasanın uygulanma olanağının bulunmadığı-
İfraz edilen ve davalı adına tapuda kayıtlı bulunan parselin, kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırı içinde iken nitelik kaybı nedeniyle 6831 s. K. mad. 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığından, taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilinin gerekeceği-
Taşınmazın satışı, değeri belirlenen muhtesatlarla birlikte gerçekleşmiş olduğuna göre, satış bedelinden dolayı davalıların zenginleştiği kabul edilmelidir.
Niza konusu yerin öncesi tapulu olup, itiraz sırasında parsel numarası verilmemesi bu yeri tapusuz taşınmaz haline getirmeyeceğinden, tapulu taşınmazların da zilyetlikle kazanımının söz konusu olamayacağı-
Genel kural taşınmaz üzerindeki tüm muhdesatların taşınmazın mütemmim cüzleri olup, bu yere malik olanların o taşınmazın bütün mütemmim cüzlerine (tamamlayıcı parçalarına) malik olduğu yolunda olduğundan zeminin başkası adına kayıtlı bulunduğu veya müşterek mülkiyet durumunda davalı muhdesatının kendisine ait olduğunu kanıtlamak zorunda olduğu-
Kooperatifin aidat alacağının bulunması, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 16 ve 27. maddesi uyarınca ihraç prosedürü uygulanmadıkça, kooperatifin kuruluş amacı olan konut teslimi yükümlüğünü ortadan kaldırmayıp; kooperatifin alacağını ayrıca tahsil etmesinin her zaman mümkün olduğu-
834 sayılı parsel bakımından ise herhangi bir soruşturma gerçekleştirilmediğinden, 834 sayılı parsel başında keşif yapılarak yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarının dinlenmesi, davalıların taşınmaza müdahale edip etmediklerinin açıklığa kavuşturulması, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye yarayan krokili rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
İmar planı dışında olan taşınmazın mücavir saha içinde kalması nedeniyle, imar planı olmayan yerlerde yapılaşma amacıyla arsa ve parsellerin hisselere ayrılarak paydan pay devri engellendiğinden davacının mülkiyet talebinde bulunamayacağı-
Bilirkişi raporunda; taşkınlığın parsellerde meydana gelen kaymalardan kaynaklanmış olabileceği belirtilmiş olup; bildirildiği şekilde bir kayma olgusunun saptanması halinde davada yıkıma da karar verildiği gözetildiğinde telafisi imkansız zararlar doğacağı kuşkusuz olduğundan davalı tarafa bilirkişi raporunda belirtildiği üzere tersimat hatasının (kaymaların) düzeltilmesi yönünden dava açması için olanak tanınması, dava açıldığı takdirde eldeki dava bakımından bekletici sorun kabul edilmesinin gerekeceği-
Davacıların ecrimisil hakkı hüküm kesinleşmeden önceki dönemi de kapsayacak şekilde oluşmuş ise de taleple bağlı kalınarak hükmün kesinleşme tarihi ile dava tarihi arası belirlenecek olan ecrimisile hükmedilmesi gerektiği- Dava dilekçesinde gösterilen ve itiraza uğramayan taşınmaz değeri ile yargılama aşamasında harcı ikmal edilen ecrimisil değerinin toplamı üzerinden davacılar yararına avukatlık ücreti takdirinin gerektiği-