Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davası-
Davalı, haksız fiili sonucu oluşan zararı tazminle sorumlu olduğundan bakıcı evinin dolgu zemine yapılması sebebiyle duvarlarında çatlaklar oluşmasında davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı-
Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleri ile ispat ettiğini ve ayrıca en az 10 yıl müddetle çekişmesiz aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde, zilyet adına tespit olunacağı-
Taşınmaza sadece çukur açılmak suretiyle el atıldığı anlaşıldığından, öncelikle el atılan bölümün yer bedeli tespit edilip, taşınmazda meydana getirilen çukurun eski hale getirme masrafları da belirlenip, eski hale getirme masraflarının, yer bedelinden fazla olması halinde taşınmazın yer bedeline hükmedilip, bu kısımdaki tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline; yer bedelinin fazla olması halinde ise el atmanın önlenmesi ve kal talebinin kabulüne, eski hale getirme bedeline ve el atıldığı zaman taşınmaz üzerinde ürün var ise bu ürünün bedeline de hükmedilmesinin gerekeceği-
Dava konusu taşınmaz hukuka aykırı şekilde irtifak hakkına tecavüzlü olarak inşa edildiği halde, yıkım nedeni ile bedel ödenmesine hükmedilmesinin yerinde olmadığı-
Davaya konu olayda şahsi hak sahibi davacı, karşı tarafın ferağ talebinin reddini bildirmediği, başka bir deyişle iradi ferağ umudunu taşıdığı sürece zamanaşımı süresinin işlemeye başlamayacağı-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
Tarım arazisinin hangi sınıfa girdiği, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarım İl veya İlçe Müdürlüklerine sorulmak suretiyle veya ilgilisi tarafından alınacak yazı ile belgelendirilmesi; eğer bölünemez büyüklükte tarım arazisi ise tescilli olduğu tapu kütük sayfasının beyanlar hanesine “5403 sayılı Kanunun 8. maddesine tabidir” şeklinde şerh verilmesinin gerekeceği- Not: 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8. maddesinin 4. fıkrası 6537 sayılı Kanun'un 4. maddesi hükmü ile yürürlükten kaldırıldığından, bu tür taşınmazların hacizle satışına ve üzerinde rehin kurulmasına engel kalmamıştır.
Dava konusu taşınmazın el konulan bölümünün dava tarihi itibariyle bedeli ile taşınmazın kal bedelleri ayrı ayrı tespit ettirilerek, el konulan bölüm bedeli, kal masraflarından fazla ise kal kararı verilmesinin; şayet kal masrafları zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinin gerekeceği-
Davalı ada yönetiminin mimari projeye aykırı olarak ada sınırlarına çit çektiği, bu çitin maliyetinin site aidatları ile karşılandığı ileri sürerek projeye aykırı imalatların kaldırılmasını, bu imalatların yapılmasına neden olan yöneticilerden paranın tahsilini talep edilmekle,Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesi gereğince ''kat maliklerinden biri bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler, değişik renkte dış badana veya boya yaptıramaz'' hükmü ile yönetici olan davalıların projeye aykırılık teşkil eden çit çekme işlemini, kat malikleri kurulu kararına dayanarak gerçekleştirdiklerini ileri sürdüklerinden mahkemece bu konuda kat malikleri kurulu kararı bulunup bulunmadığı araştırılarak bu yönde alınmış bir kat malikleri kurulu kararının bulunmaması halinde eski hale getirilmeden yöneticilerin bizzat sorumlu olacağına, yukarıda açıklanan Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesine göre yeterli çoğunlukla alınmış bir kat malikleri kurulu kararı bulunmaması halinde eski hale getirilmeden bu karara olumlu oylarıyla katılan kat maliklerinin sorumlu olacakları gözetilerek bu kat malikleri davaya dahil edilip taraf teşkilinin sağlanmasından sonra bütün deliller toplanıp oluşacak sonuca göre hüküm kurulmasının gerekeceği-