Taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin davalarda keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcının alınması gerektiği-
Dava değerinin elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından ibaret olacağı-
Davacının zilyetliği altında bulunan dava konusu yere davalının doğrudan bir müdahalesi bulunmadığı gibi, yağmur sularının eskiden olduğu gibi aynı yere döküldüğünün, bu suyun eğim nedeniyle davacıya zarar vermediğinin uzman bilirkişi tarafından tespit edildiği, dava konusu edilen ve davacının taşınmazına bakan yönde bulunan havalandırma amaçlı pencerenin boyutu, göz hizasından yüksek oluşu ve davacının evi ile olan mesafesi nedeniyle davacının mahremiyetine tecavüz etmediği de dosya kapsamı ile sabit olup anılan hususlar nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekeceği-
Taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin davalarda keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması gerektiği-
E.tma olgusu haksız bir eylem olup, davanın eylemi gerçekleştiren gerçek veya tüzel kişiye yöneltilmesi gerekeceği-
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkin açılan davada; davalıların binasındaki pencerenin salt ruhsatsız ve imara aykırı bulunması TMK’nun 737. maddesi uyarınca kal'ini gerektirmeyeceği gibi yapının imara aykırı olması yanında bir zararın doğması da şarttır. Mahkemece, yeni bir keşif yapılarak davalıların açtığı pencerelerin davacıya zarar verip vermediği, vermiş ise somut zararın ne olduğu hususunda gerekli inceleme ve araştırmaların yapılması, bu pencerelerin komşuluk hukuku açısından katlanma yükümlülüğü kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı 6100 sayılı MHK'nin yürürlük tarihinden sonra 23.10.2012 tarihinde, tapu kaydına dayalı el atmanın önlenmesi ve kal isteğiyle dava açtığı anlaşılmakla bu tür davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi mümkün olmadığından, davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup dava şartının yokluğu nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin davaların Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği-
El atma olgusu haksız eylem niteliğinde olduğundan, devam ettiği müddetçe her zaman dava konusu yapılabileceği; 3091 sayılı Kanun uyarınca alınan kararın infaz edilmesi ancak infaz anındaki durumu tespit etmekte olup, infazdan sonraki döneme etkili olmadığından, yeni meydana gelen vakıalara dayanılarak açılan eldeki dava bakımından davacının hukuki yararının yokluğundan söz etme olanağı olmadığı-
Davada ileri sürülen "yıkım" isteği yenilik doğurucu nitelikte olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 25/son maddesindeki "...mahkemeden yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren dava ile ilgili isteklerin incelenmesi, kadastro mahkemesinin görevi dışındadır." hükmü gözetilmek suretiyle yıkım isteği yönünden tefrik kararı verilerek kadastro mahkemesindeki dava sonucunun beklenmesi, sadece el atmanın önlenmesi isteği yönünden dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesi gerekeceği-